Dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla savaşamazlar

İslam ümmeti bugün tam da bunu yaşıyor. O kadar birbiriyle uğraşıyorlar ki düşmanların oyunlarını göremiyor veya engellemiyorlar. Çünkü birbiriyle uğraşanlar her zaman zayıf düşüyor.“Dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla savaşamazlar” tespitini Selahaddin Eyyûbi yapmıştır. Bu gerçekliği 1186 yılında misyon haline getirerek İslam ülkelerini aynı çatı altında toplamıştır. Haçlıları bu mübarek beldelerden çıkarmıştır. Müslümanları ümmet ve cihat aşkı ile derleyip toparlayarak “ümmet birliğini” tekrar kurarak ve Haçlılara karşı toplu bir direniş başlatmıştır.  88 yıllık Haçlı işgalinden sonra Mescid-i Aksâ'yı kurtarma şerefine nail olan ünlü mücahit devlet adamı Selahaddin Eyyûbi'nin örnek mücadelesi, bu çağda ümmetin yeniden şahlanışına örnek teşkil edecek bir niteliğe ve öneme sahiptir...

O gün olduğu gibi bugün de ümmetin neredeyse darmadağın olduğu, bundan yararlanan çağdaş Haçlıların da İslâm âlemini talan ederek kan ve gözyaşına boğdukları bir süreci yaşıyoruz. Böylesine zorlu bir zaman diliminde Müslümanlar arasındaki kardeşlik ve birlik ruhunu süratle canlandırmak, direniş  bilincini kuşanmak; böylece ümmet olarak yeniden dirilmek, doğrulup ayağa kalkmak zorundayız. Şu günlerde Selahaddin Eyyûbî'nin fikir dünyasına, ümmet perspektifine ve İslâm ülkelerinin birliği gayretine her zamankinden daha fazla muhtaç bulunuyoruz. 

“Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar” diyen Selahaddin, “ümmet birliğini” hayata geçirmeden Kudüs'ü Haçlıların işgalinden kurtaramayacağının bilincindeydi. “İslâm ümmeti için, ancak onları birleştirecek şeyleri tercih ederiz” cümlesi onun birlik amacını özetler. Bu amaçla yola çıkan Selahaddin, İslam beldelerinin liderlerini toplamaya karar verir. Bu liderlerle birlikte başta Bağdat halifesi olmak üzere bölgedeki etkin idarecileri, komutanları, âlimleri, kadıları, atabeyleri Şam'da topladı (1186).  Bu Toplantıda sağlam bir ittifakla basit ama çok kuşatıcı iki önemli karar alındı:

1. Müslümanlar kendi aralarındaki anlaşmazlıklara son verip, birbirleriyle savaşmayacaklar.

2. İslâm devletleri, Haçlı tehlikesine karşı Selahaddin'in emrine asker gönderecekler”.

Bu kuşatıcı iki madde güçlü bir iradeyle  “Şam Deklarasyonu” ile “İslâm Birliği” fiilen kurulmuş oldu. İslâm Birliği konusunda çok hassas olan Selahaddin, âlimlerin, maneviyatı, birlik ve beraberliği pekiştirici vaaz ve sohbetlerini teşvik ediyor, ancak fıkhî tartışmalara girmelerine de şiddetle karşı çıkıyordu; zira bu tartışmalar her zaman Müslümanlar arasında kavgalara ve kine sebep oluyordu... Birlik sağlandıktan bir yıl sonra ise (1187), Haçlıları Hıttin'de kesin mağlup eden Selahaddin Eyyûbi, Mescid'i Aksâ'yı özgürlüğüne kavuşturmayı başardı.

Bugün de modern haçlılara karşı Selahaddin'in fikir dünyasına ve mücadele aşkına ihtiyaç vardır. Eğer bu ruhu yakalasaydık bugün Suriye'yi, Irak'ı, Myanmar'ı, Filistin'i ve daha birçok İslam beldesini konuşmayacaktık. Yaşanan acı ve katliamlara şahit olmayacaktık… Bütün bunlara rağmen ve bu acıların dinmesi adına Selahaddin'in sloganı olan “dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla savaşamazlar” tezine sarılmak zorundayız. Lakin bugün birbiriyle savaşanlar sadece dost değil birbirlerinin Müslüman kardeşleridir. Hep beraber birer Selahaddin olalım ki zamanın haçlılarına yem olmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.