Abdulkadir KAYA

Abdulkadir KAYA

EY NAMAZIM!

Ey namazım! ey gözümün nuru, ey Rabbimin hediyesi, ey Rablerinin rahmetine aşık olanların teselli kaynağı! Seni nasıl anlatayım bilmem ki…

Ey namazım, Sen ki seninle olan her anım, her bir hareketim, her saniyem ve her bir nefesimle Rabbim ile birlikte olduğum ibadetimsin. Ve yine Sen ki; Rabbime en yakın olduğum secde anımı içinde barındıransın. Ey namazım! sendeki secde ve rükunla, kıyam ve kıraatınla rabbime yaklaşma yolumsun.

Rabbim benim için kitabında senden çok bahsediyor. Seni öyle seviyorum ki; Seni günlümden geldiği gibi anlatacağım. Senden bahsetmeyeceğim de neden bahsedeceğim. Sen bana rabbimden resulüme verilen hediyemsin. Biz seni böyle kabul ettik.

Sen Resulullahın gözünün nuruysan, bizim de gözümüzün nurusun. Muhabbetullah yolunda miracımızsın. Resulümüz "müminlerin miracı" ismini sana taktı. Rabbimiz seni bize farz kıldı. Günde en az beş kez seninle olmamızı istedi. Ve seni bize önemine binaen öyle tanıttı ki, senin varlığınla ancak hakkıyla münker ve fuhşiyattan korunabileceğimizi kitabında beyan etti.

Ey Rabbimizin bize hediyesi olan namazımız! Allah’ın; hangi Resulü, hangi nebisi veya hangi velisi seni baş tacı etmedi ki. Onlardan hangisi rablerine ulaşma yolunda, uzun uzun gecelerde, uzun uzun secde ve kıyamlarında senden istifade etmedi ki. Eşrefi mahlukatı yaratan Allah, bütün melekleri sendeki secdeyle itaatlerine hükmetmedi mi? O secdeyi kabul etmeyen iblisi dergahında kovmadı mı? Ey namazım! Senin hangi yüceliğini anlatayım…

Hazreti Davud (as) verdiği kararda, hata ettiği düşüncesi kendisinde oluşunca, Rabbine karşı özrünü beyan etmek için sendeki secdeyle rabbine karşı durumunu ifade etmedi mi? Allah’u Teala’nın hangi dostu senden bahsetmedi ki. Seninle ömrünün büyük bir kısmını geçirmedi ki. Seninle geçen zaman bir başkadır ey Rabbimin hediyesi.

Günde beş defa temizliği senin varlığınla öğrendik. Girdiğimiz elbiseleri düzgün temiz ve tesettürlü giyimini, hatta seni kıldığımız yerin temizliğini dahi seninle öğrendik. Öyle anlaşılıyor ki sen temiz olanı seviyorsun ve ancak temiz olan kalplerde yer ediniyorsun.

Allah’u Teala yeryüzünü senin yüzü suyu hürmetine mescide çevirmedi mi? Cuma günleri sana çağırılıp davet edilirken bütün işlerimizi bırakmamızı bizden istedi. Her gün beş defa bütün müezzinler Bilal gibi bizi sana, yani seni eda etmeye çağırıyorlar. Hele hele sabah namazında senin uykudan hayırlı olduğunu hep söylerler. Her gün bu müjdeyle herkesi uykusundan uyandırarak, sana gelmeye davet ederler.

Ey namazım Resulüllah seni öylesine sevdi ki, sendeki o muhabbeti öyle bir anladı ki, senin farziyetinle yetinmedi, senin her vaktine müekked ve ğayri muekkedleri ekledi. Onlarla yetinmedi, onlara ek olarak duha ve Teheccüdü, evabin ve vitirlerle artırabildiği kadar artırdı.

O Resulüllah’dı ve en iyi seni tanıyan seni anlayan ve kıymetini bilen O’ydu, ve O’da seni en iyi anladı. O yüzden olsa gerek namazlarını nafilelerle artırabildiğince artırdı. Zamanının çoğunu seninle geçirmeye çalıştı. Öyle zamanlar oldu ki senin aracılığıyla Rabbıyla muhabbette geceleri hiç uyumadı. Kıyamları öyle uzattı ki, ayakları uzun kıyamdan dolayı şiştiği halde, Rabbıyla olan muhabbetinden hiç mi hiç hissetmedi. Alnında senin secdelerinin izleri vardı. Geceler yetmedi, fırsat bulduğu her yerde senin vesilenle Rabbıyla muhabbetine devam etti. Yola çıktığı uzun seferlerde bile binek üzerinde hatırladıkları arasında yine sen vardın. Bayramlarına, yani sevinç günlerine dahi seni yerleştirdi. Güneş tutulurken bile sen vardın ilk hatırlananlar arasında.

Musibetlerde seni kılarken, ellerini semaya kaldırırdı. Allah’u Teâlânın sana verdiği değerden ve farziyetinden dolayı seni hiç mi hiç terk etmedi. Öyle ki hastalıkları sebebiyle, seni kılamayacak olanların göz hareketleriyle de olsa, seni muhakkak kılmaya yönlendirdi. Hatta savaş zamanlarında cephede bile sana olan muhabbetini terk etmedi.

Ey namazım ey gözlerimim nuru, yıllardır aşıkların yanan gönlüne su serpip serinlettin. Bazen yol oldun Miraç oldun, rahmana ulaştırdın. Bazen zalimler tarafından dar ağacına, yani şehadete götürülenlerin şehadet öncesi rableriyle son iki rekatlık muhabbetleri oldun. Kıyamette ilk önce benden seni sorarlar ey namazım. Eğer sen tam isen gam yok. Ve yine ey namazım seni maalesef ancak anlatabiliyoruz. Çünkü anlatmak kolaydır derler. Yaşamaya gelince kıymetini bilemedik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.