Hicri 1437. yıl ‘Kur’an Yılı’ olarak ilan edildi

Hicri 1437. yıl ‘Kur’an Yılı’ olarak ilan edildi

Siyer Araştırmaları Merkezi, 14 Ekim Çarşamba gününden itibaren başlayan Hicri 1437. yılını ‘Kur’an Yılı’ olarak ilan ettiklerini duyurdu.

Siyer Araştırmaları Merkezi yaklaşık 3 ay boyunca hazırlıklarını sürdürdüğü “Mucize Bir Kitap, Mucize Bir Nesil” programını Haliç Kongre Merkezi’nde büyük bir coşku ile tanıttı. Siyer Araştırmaları Merkezi düzenlediği programla 14 Ekim Çarşamba gününden itibaren başlayan Hicri 1437. yılını  ‘Kur’an Yılı’ olarak ilan ettiklerini duyurdu. Daha önceki yıllarda bir yılı ‘Hadis Yılı’ bir sonraki yılı da ‘Siyer Yılı’ olarak ilan edip çeşitli programlarla ihya etmeye çalışan Siyer Araştırmaları Merkezi, bu yılı da ‘Kur’an Yılı’ ilan ederek, Kur’an’ın daha fazla anlaşılması ve yaşanması için çalışmalar yürütecek.

Bizler Kur’an’a sarılmak zorundayız

İlan ettiklerini yılın detaylarını ve bu çalışmalardaki amaçlarını anlatan Siyer Araştırmaları Merkezi kurucu Başkanı M. Emin Yıldırım, Kur’an’ın büyük bir mucize olduğunu ifade ederek, “Peygamberimiz, Kur’an’ı semadan bizlere sarkıtılan bir ip olduğunu ifade ediyor. Hablullah olarak ifade edileni bizler tefsir kitaplarında Kur’an olarak ifade ediyoruz. Bizler buna sarılmak zorundayız. Peygamber Efendimiz ‘Size iki şey bırakıyorum. Bunlara sarıldığınız müddetçe sapmayacaksınız. Bunlardan biri Kur’an, diğeri sünnetimdir’ diyerek bize iki emanet bırakarak aramızdan ayrıldı” ifadelerini kullandı.

"Kur’an’ın ne ahlakı ile ahlaklandık, ne de ahkâmı ile amel ettik"

Hayat kitabı olması gereken Kur’an-ı Kerim'in belli alanlara sıkıştırıldığını belirten Yıldırım, "Ne ahlakı ile ahlaklandık, ne de ahkamı ile amel ettik. Böyle olunca da kurtarıcı olarak yanlış şeylere sarılmaya başladık. Bizler Siyer Vakfı olarak böyle bir hakikate yıl boyunca çeşitli programlarla dikkat çekelim dedik. Kur’an bizler için nasıl bir değer ihtiva ediyor? Sahabe dediğimiz o kutsi halkayı nasıl yetiştirdi? Biz Kur’an ile nasıl yetişiriz? Bugünkü problemlerimiz neler, bugün bizler Kur’an’dan gerçek anlamda nasıl istifade edebiliriz? Sahabeyi çölden alıp medeniyete taşıyan bu ilahi kelam bugün yaşadığımız bu çağda aynı oranda etki etmez mi? Bu manada bizler neleri eksik bırakıyoruz ki, çeşitli sıkıntılar yaşıyoruz? Bu tarz sıkıntılara dikkat etmek için Hicri olarak bu yılı ‘Kur’an Yılı’ ilan ettik” dedi.

"Hadisi, sünneti devre dışı bırakanlar var"

Avrupa’da,  Anadolu’nun çeşitli illerinde ve üniversitelerinde bir takım programlar, projeler ile bu çalışmayı yürüteceklerini ifade eden Yıldırım, “Yine bu çerçevede vakıf merkezimizde dersler yapılarak, hem halk irşadı hem de mesajın toplumun diğer kesimlerine ulaşması noktasında bazı adımlar atacağız inşallah. Vakıf olarak kurulduğumuzdan bu yana her yılı bir isimle isimlendirerek, her yılı ayrı ayrı ihya etmeye çalıştık. Geçtiğimiz yıllarda bir yılı hadis yılı, bir yılı da siyer yılı ilan ettik. Bu yılı da ‘Kur’an Yılı’ yapmayı uygun gördük. Bu yılın ‘Kur’an Yılı’ olmasındaki nedenlerden biri de toplumun şu anda içinde bulunduğu süreç. Bu bizi çok daha hassas bir durumla karşı karşıya getiriyor. Bir taraftan Kur’an deyip diğer taraftan hadisi, sünneti tamamen devre dışı bırakıp kendi yazdığı meallerle, tercümelerle insanlara bir bilinç kazandırmak isteyen zümreler var. Bir tarafta da Kur’an-ı hiç dikkate almayıp, ‘Siz anlamazsınız, etmezsiniz, eylemezsiniz’ diyerek insanları farklı yollara yönlendiren insanlar var. Bizler bu iki ifrat ve tefrite bulaşmadan müstakim bir biçimde aynen sahabenin yaşadığı şekliyle, sünnetsiz bir Kur’an anlayışının olmayacağını, sünnetin devre dışı bırakıldığı bir hayatın olmayacağını, bize Kur’an-ı emanet eden sahabe neslini rehberiyetini dikkate almadığımızda Kur’an’dan tam olarak bazı şeylerin anlaşılamayacağını vurgulamak istedik. Çünkü onlar yaşayan bir nesil olduğu için Kur’an onları yetiştirdi, geliştirdi bunu dikkate almadığınız zaman da farklı noktalara kayacaksınız. Bu yanlışa kapı açmadan bu manada bazı mesajları toplumla paylaşmaya çalışacağız.” şeklinde konuştu.

Kur’an’ın önüne bizi adam etmesi için oturalım

Kur’an’ın kendisini okuyanı yücelttiğini söyleyen Yıldırım, “Tarihin bir zaman diliminde yaşayan ilk muhatapları Kur’an en alt zeminden alıp beşeriyetin varacağı en üst noktaya taşımışsa bugün 14 asır sonra bile aynı etkiyi yapabilir. Bizler aynı o ilk nesiller gibi bütün ön yargılarımızdan kendimizi uzaklaştırarak gerçekten kitabımız Kur’an’ın önüne bizi adam etmesi için oturalım. Biz böyle bir halde oturursak bugün ülke olarak, dünya olarak karşılaştığımız birçok problemi çözecek noktaya geleceğiz. Çünkü bu kitap kendisine iman edenleri yüceltiyor, izzet elbisesi giydiriyor. Kendini ona teslim edene daha üst ve farklı bir seviye kazandırıyor. Rabbim hepimize bunu nasip etsin inşallah” dedi.

Siyer Vakfı’nın Kur’an Yılı’nda gerçekleştireceği etkinliklerden bazıları

Kur’an yılı boyunca, Siyer Vakfı’nın kurucusu olan Muhammed Emin Yıldırım, önemli konuların gündeme getirileceği programlara imza atacak. Anadolu’nun 8 büyük şehrinde, ‘‘Yaşayan Kur’ân: Hz. Peygamber’’ başlığıyla, Kur’an’ın rehberliğinden ümmet olmanın hukuku yeniden gözden geçirilip, Kur’an’ın anlattığı Resulullah (sas) ile tanıştırmaya çalışılacak…

Üniversite gençlerine özel program

Sekiz farklı üniversitede ‘‘Vahyin Yetiştirdiği Gençler’’ adı altında, Kur’ân’la yoğrulan ve ideal kulluk çizgisini yakalayan sahabenin genç simalarının anlatılacağı programlar tertip edilecek. ‘Kur’ân’ın Yiğitleri’’ üst başlığı ile Peygamber Mektebi’nin en gözde talebeleri, talim ve terbiye adına Avrupa’nın sekiz önemli noktasında salon programlarıyla gündeme getirilip anlatılacak. Avusturya Viyana’da ‘Mus’ab b. Umeyr’ ile başlayacak olan program, Almanya’da, ‘Kur’ân’ın Sevdalısı Abdullah b. Mes’ûd’ ile sona erecek.

İstanbul Siyer Vakfı merkez binasında, ‘‘Kur’ân Şahitleri’’ üst başlığıyla, son vahyin ilk muhatapları olan sahâbe neslinin Kur’an anlayışı anlatılacak. Ekim ayında başlayacak programlar Mayıs ayında tamamlanacak.

Kur’ân coğrafyası Mekke

23 derslik Siyer Mektebi’nde alanında uzman hocalarla ‘Kur’ân Coğrafyası Mekke’ başlığında, Hz. Peygamber’in 13 yıllık Mekke dönemi en ince ayrıntılarına kadar yeniden yaşatılmaya çalışılacak. Kur’ân Medresesi ile zihinlerde soru işareti bırakan 14 farklı konuya ‘Vahyin Gölgesinde’ 14 farklı hoca ile ışık tutacak... Vakfın ilim ve kardeşlik temelinde oluşturmaya çalıştığı Suffa Meclisleri, bu yıl Kur’ân Yılı’na özel bir müfredat ile yürüyüşüne devam edecek... Dünyanın dört bir tarafında kurulacak olan bu meclislerde, Kur’an başlığı ile hazırlanan 32 farklı dersle ilim yolcuları farklı iklimler yaşamaya/yaşatılmaya çalışılacak...

Kur’an Yılı boyunca yapılacak tüm çalışmalar için detaylı bilgilere Siyer Vakfı’nın internet sitesinden ulaşılabilecek.  (M.Erkan Yavuz - İLKHA)






 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.