İslam ticareti belli prensiplere bağlamıştır

İslam ticareti belli prensiplere bağlamıştır

DİN-BİR-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt, Müslüman'ın ticaret hayatında uyması gereken prensipler olduğunu belirterek, kişinin birkaç kuruş kazanmak adına harama tevessül etmemesi gerektiğini ifade etti.

Ticarette esas alınması gereken en önemli konunun ahlak ve dürüstlük olduğunu vurgulayan DİN-BİR-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt, tüccarların İslami ahlak ve Şer'i ölçülere göre hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

İslam'a göre sahih ticaretin belli prensipleri olduğunu belirten Hacı Kurt, Müslümanların fasid ve batıl alıverişten uzak durması gerektiğini ifade etti.

Müslüman'ın alışverişte yalan söylemesi, yemin etmesi gibi davranışlarının yanlış olduğunu vurgulayaan Hacı Kurt, satılacak malın kabahatinin muhakkak alıcaya söylenmesi gerektiğini vurguladı.

Hacı Kurt, Müslümanların ticarette dikkat etmesi gereken hususlarla ilgili İLKHA'ya konuştu.

"Fasid ve batıl ticaretten uzak durmak gerekir"

İslam'ın meşru ve sahih ticareti emrettiğini belirten Hacı Kurt, "İslam'da ticaret ahlakının nasıl olması konusuna baktığımız zaman 3 kelime görmekteyiz. Bunlar İslam, ticaret ve ahlak kelimeleridir. Ticaretin çeşitleri vardır. Birincisi İslam'a göre sahih olarak ticarettir. Örneğin fırına giderek ekmek ama, bakkaldan gıda maddesi alma ya da magazadan gömlek veya şalvar alma gibi. İkincisi fasid ticarettir. Ticaret yapılır ama geçersizdir. Sözde kalan, tahakkuk etmeyen ticarettir. Örneğin bir insan şöyle derse 'şu koyun sürüsü içerisinde ben bir tane koyunu bin liraya aldım.' Koyun sürüsünde birçok hayvan vardır. Kiloları belli değildir, rengi nasıldır, bunlar belli değildir. Günümüzde birçok insanın bulaştığı fasid ticaretlerden biri de şudur: TOKİ satmak için daireler yapar. Satışta peşin bu kadar vereceksin kalanını ise memur maaş katsayısı artışına göre vereceksin der. Örneğin artış yüzde 4'mü oldu, o zaman bin lira artı yüzde 4 vereceksin der. Bu sonu belli olmayan meçhul olan bir ticarettir. Bu yüzden dolayı bu fasid yani geçersiz bir ticarettir. Üçüncü ise batıl olan ticarettir. Örneğin İslam'da satılması haram olan içki ve domuz eti satmak gibi. Bunlar da haram olan ticaret şekilleridir." diye konuştu.

"İslam ticareti belli prensiplere bağlamıştır"

İslamda ticaretin zorunlu olduğunu belirten Hacı Kurt, "İslam, Allah'u Teala'nın Hazreti Adem Efendimizden başlayarak Hazreti Muhammed'e gelinceye kadar gönderdiği dinin ismidir. Ticaret ise bir malın bir başka mal ile veya para ile tebeddül (değişme) etmesidir. Ahlak kelimesi ise huy, yaşam tarzı ve yaşam biçimi demektir. İslam, insanın dünyadaki bütün ihtiyaçlarını karşılayan bir din olduğuna göre ticaret kurallarını da belli prensiplere bağlamıştır. İslam'da ticaret gerekli olan bir muammeledir. Buradaki mal başka ülkelere gider, başka ülkelerdeki mallar bu ülkeye gelir. İnsan ihtiyacının karşılanmasında ticaretin çok önemli bir rolü vardır." şeklinde konuştu.

"Müslüman'ın ticaret yaparken yalan söylememesi gerekir"

Ticarette dikkat edilmesi gereken prensiplere değinen Hacı Kurt, "Tüccar, yemin etmekten sakınmalıdır. 'Vallahi bu şu malı şu paraya aldım', 'Vallahi bu malı şu kadara sattım' Müslüman bir tüccar, böyle bir şeye tevessül etmez. Efendimizin mana olarak şöyle bir uyarısı vardır. ' Bir insan yemin ederek ben şu malı şu kadara satmıştım, sana da şu kadara satıyorum' yeminle yalan söylediği zaman Allah Teala, mahşer meydanında bu insan rahmet nazarıyla buna bakmaz. Müslüman'ın ticaret yaparken yalan söylememesi gerekir. Müslüman yalan söylemez. Efendimiz büyük günahları sayarken yalanı büyük günahların içerisinde saymıştır. Bir Müslüman dünya malı kazanmak için yalan söyleyemez." ifadelerini kullandı.

"Ticarette malın özrü neyse onu söylemek gerekir"

Alışveriş yaparken satılan malın kusurlu tarafının alıcıya söylenmesinin gerekli olduğunu vurgulayan Hacı Kurt, "Alıveriş yaparken malın ayıplı tarafının söylenmesi gerekir. 'Benim malımın kusuru şurda' , 'Şu kumaşın şurası yırtıktır', 'Sattığım dairenin şu odasında şu sorun vardır' bunların alıcıya söylenmesi gerekir. Efendimiz, buğday satan bir esnafın yanına gitti. Bir buğday çuvalına elini daldırdığı zaman buğdayın sulu olduğunu gördü. Buğday çuvalının üstü kuru ama içerisi ıslaktı. Peygamberimiz bunun sebebini tüccardan sorduğu zaman tüccar, çuvala yağmur isabet ettiğini söyledi. Peygamber Efendimiz, 'Bu nasıl bir yağmurdur? Yağmur yağsa çuvalın üstü ıslak olurdu. Halbuki bu çuvalın üstü kuru içerisi ıslak. Bizi aldatan bizden değildir.' Yani malın özrü neyse onu söylemek gerekir. İmam Azam Ebu Hanife, bir tüccardı. Uzak bir yere kervanla birlikte bir mal göndermiş. Malı gönderdiği kişiye diyor ki 'Bu kumaşın şu özrü var, kumaşı satarken bu kusrunu illaki söyle.' Adam da 'tamam' diyor. Adam gider kumaşı satar ama kumaşın kusurunu söylemeyi unutur. Adam ticaret mallarını satıp İmamı Azam'ın yanına geldiği zaman İmam, o adama malı sattın mı, kar ettin mi? diye sormaz. Ondan ilk sorduğu 'Kumaşları satarken kumaşın özrünü söyledin mi?' Adam, 'Eyvah! Ben unuttum.' der. İmamı Azam bundan dolayı kervandaki kazancın hepsini Allah yolunda sadaka olarak dağıtır." dedi.

"Çalıntı mallara dikkat etmek gerekir

Allah'ın yenilmesini ve içilmesini yasakladığı malları satmanın caiz olmadığını belirten Hacı Kurt, "Müslüman, Allah tarafından yasaklanan bir malı satamaz. Allah'ın yenilmesini ve içilmesini haram kıldığı bir malı satmak caiz değildir. Bakıyoruz bir Müslüman gitmiş 'içki' satılan bir büfe açmış. Müslüman kişi asla bu gibi haram işlerle uğraşmamalıdır. Tüccarın yanına gelen bir malı araştırması gerekir. Bu mal, getiren kişinin malı mıdır, bu tüccar sağlam mıdır, yoksa bu mal çalıntı mıdır? Buna dikkat etmek gerekir. Adam çalıntı malı getiriyor piyasa değeri bin lira olmasına rağmen 250 liraya satıyor. Demekki bunda bir hile vardır. Tüccarın buna dikkat etmesi gerekir." diye konuştu.

"Müslüman Karaborsadan uzak durmalıdır"

İslam'ın karaborsayı yasakladığına değinen Hacı Kurt, "Müslüman karaborsa (ihtikâr )işinden uzak durmalıdır. Karaborsada, malın piyasadan çekilerek depoya konulmasının adıdır. Daha sonra bu malın piyasaya sunularak pahalıya satılmasıdır. Bir Müslüman tüccarın kesinlikle bunu yapmaması gerekir. Yine Müslüman'ın kendisini faizden uzak tutması gerekir. Günümüzde faizin ismini kredi koymuşlar. Kaç sene önce Devlet, düşük faizle 'konut kredisi' adı altında onbinlerce insanı faize bulaştırdı. Oturduğunuz evde faiz parası varsa o evde nasıl huzur bulacaksınız? Müslüman'ın buna dikkat etmesi gerekir." şeklinde konuştu.

"Hazreti Şuayb'ın kavmi ölçüde hile yaptığından dolayı helak oldu"

Müslüman'ın ölçüde ve tartıda dikkatli olması gerektiğini ifade eden Hacı Kurt, "Ticarette mal satılırken ölçüye ve tartıya dikkat etmek gerekir. Hazreti Şuayb'ın (aleyhi selam) kavmi ölçüde ve tartıda hile yaptıkları için helak oldu. Efendimiz ticaretle ilgili olarak, 'Sadık tüccar; Peygamberler, sıddıklar ve şehidlerle beraberdir.' diye buyuruyor. Cenab-ı Allah, cümlemizi haktan ayırmasın." dedi.


İslam ticareti belli prensiplere bağlamıştır

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.