Kaybederek Kazanacağız

Eğitim ve öğretim sürecinin bitmesiyle birlikte sınav ve tercihler dönemi başladı. Eğitim ve öğretimin önemli olması kadar sınavların ve tercihlerin önemli olduğunu söyleyebilirim. Hatta bu sürecin daha hassas ve teknik yardım gerektirdiğini söylersem yanlış olmaz. Konuyu iyi anlamak için ipucu mahiyetinde izahlar yapmayı mantıklı ve faydalı buluyorum.

Sınav denilince sınav hakkında herkes farklı tanım yapar, yorumlar, algılar. Bu konuda profesörler getirilir seminerler verilir. Genellikle kaygı ve heyecan üzerinde durulur. ‘'Şöyle nefes alacaksınız böyle nefes alıp vereceksiniz.'' Genelde duyu organları ön plana çıkarılır. Hep kazanma üzerine telkinler yapılır son aşamadasınavların sadece hayatımızın bir parçası olduğu vurgulanır.

İşin mutfağında olan, sahada olan, biraz da inanç ve değerler üzerinden bakanlar konuyu farklı yorumlar. Neden farklı? Çünkü biz değer ve inanç sahipleri kaybetmeyi de erdem olarak görürüz. Niçin? Çünkü sınavların, seçimlerin, bütün yarışların mayasında kazanmak kadar kaybetme riski mevcut. Bütün çalışmalarımıza böyle baktığımızda süreç içindeki emeğimiz, alın terimiz, kaygımız, heyecanımız birer ibadet mahiyetinde olur.

Hayat felsefemizi bu şekilde bina edersek çoğu zaman kazanırız kaybetsek bile kazanırız. Nedir kaybederek kazanma? Sonuç odaklı düşünmeyip süreç odaklı düşünme biçimi. Bu düşünme biçimi bu anlayış bu felsefeyi ancak kendi tarihimizde görebiliyoruz. Bu anlayışa sahip olduktan sonra bütün sıkıntılarımızı bu anlayış içinde kolaylıkla eritebiliriz.

Bütün Peygamberler, bütün âlimler, bütün Salihler, ahlaki öğretileri evrensel değerleri savunan insanlar hedeflediklerine ulaştılar mı? Hz. Nuh o kadar süre yaşamasına rağmen kendisine kaç kişi inandı. Bugün çok emek sarf edip çalışmalarında sonuç alamayan öğrenciler ve samimi insanlar neden üzülüyorsunuz? Çoğu Peygamber kendi kavmi tarafından hakarete, iftiraya maruz kalmadı mı? Yurtlarından çıkarılmak zorunda bırakılmadılar mı? Evrensel gerçekleri savunan insanlar doğrularından dolayı her türlü sıkıntıya maruz kalmadılar mı? Peki, bu insanlar dürüst davranarak kaybettiler mi? Muhsin YAZICIOĞLU ‘nun dediği gibi: İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok.

Bizler süreç odaklı bakmaya devam edelim. Çünkü süreç odaklı bakmanın mükâfatı Allah katındadır. Sonuçlar onun takdirindedir. O, neylerse güzel eyler. Bir şeyin başarılı mı? Başarısız mı?  Olduğuna biz karar veremeyiz. Biz sadece görünenler üzerinden yorum yapabiliriz. Keynes'in dediği gibi görünmeyeni de hesaba katmak lazım. Düşünün değerli kardeşlerim bir öğrencimiz gelip sınava hazırlandı.

Çalıştı, çabaladı sınava girdi. Sınavı çok iyi geçti ve sonunda tıp fakültesini kazandı. Bu kardeşimiz mantıklı çalıştı mı? Evet, gayret etti mi? Evet bu kardeşimizin bu yöntem ve sistemi inanca aykırı mı? Hayır, bu kardeşimiz dünya gözüyle başarılı mı? Evet,

Peki, bu kardeşimizin son sınıftayken kaza geçirip doktor olamamasına ne diyeceğiz. Bu sonuca bakarak bu kardeşimizi başarısız olarak mı yorumlayacağız.

İşte değerli kardeşlerim hayata, sınavlara bakışımız böyle olmalı. Eğitimde böyledir, ekonomide böyledir siyasette böyledir. Biz elimizden geleni yapalım mantıklı adımlar atalım, mantıklı tercihler yapalım. Gerisini rabbimiz nasıl murat etmişse öyle olur diyerek tevekkül edelim.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.