Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şubesi Ve Hakka Davet-Der, dünya genelinde Ramazan ayının son Cuması olarak kutlanan Dünya Kudüs Günü nedeniyle bir araya gelerek, Delikliçınar Yeni Camii önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Denizli Davet-Der adına basın Açıklamasını okuyan Davet-Der Başkanı Abdulbari Durmaz Kudüs’ün, İslam tarihi boyunca tüm zamanların gündeminde olduğunu aktararak, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksanın özgürlüğü Müslümanların vahdetinden ve birliğinden geçtiğini söyledi.

Durmaz, “Müslümanlar, kardeş olduklarının farkına vardığında, birbirini ötekileştirici, çatışmacı dili bıraktığında, namluların yönünü değiştirdiğinde küfür karşımızda mağlup olacaktır.” dedi.

İslam ülkelerinin idarecilerine de seslenen Durmaz,  şunları söyledi:

“Nedir bu zillet haliniz? Artık prangalarınızdan ne zaman kurtulacaksınız? Esareti bu kadar mı kabullendiniz? Neden idare ettiğiniz toplumların sesini duymuyorsunuz? Neden müntesibi olduğunuz İslam’ın izzetine göre hareket etmiyorsunuz? Daha öncede taleplerimizi defalarca dile getirdik. Bunları yineliyoruz.

 Artık Siyonistlerle olan askeri ve ekonomik işbirliklerini sonlandırın. Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan edin ve buna ilişkin pratik adımlar atın. Yıllardır büyük sıkıntılar çeken, saldırılara uğrayan Gazze’nin üzerindeki ablukanın kalkması için her türlü baskıyı oluşturun. Siyonist sermeyenin ülkenizde ticaret yapmasına izin vermeyin. Filistin topraklarını işgal altında tutan Siyonistlerin meşru olmayan rejmini tanımaktan vazgeçin… Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgür kalmasında samimi olanlar, bu pratik adımları atmalıdırlar. Şikayet ve sitem, hamaset, icra makamında olanların işi değildir. Hükümet edenler bunun gereğini yapmakla mükelleftir. Yoksa bu mazlum halkın eli hem dünyada hem ahrette siz yöneticilerin yakasında olacaktır”. dedi.

“Kudüs mutlaka özgürlüğe, Müslümanlar da mutlaka birliğe kavuşacaktır”

Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şube Başkanı Hamza Öztürk ise Ümmetin birliğe ve dirilişe ihtiyacı olduğunu aktardı.

Öztürk, şunları söyledi: “Kudüs, bugünün Müslüman’ının yeryüzünde olup bitenler karşısında nerede durduğunun, kimlerle olduğunun ve neye hizmet ettiğinin en önemli göstergesidir. Bir organizasyon kimlerle saf tutuyor, kimlerle işbirliği halinde, nihai noktada kime hizmet ediyor, bunu en iyi gösteren Kudüs davasıdır.

İşgalciler bu topraklara nasıl geldilerse öyle de gideceklerdir. Bu coğrafyaya çizilen yapay sınırlar tarih atlaslarında sömürgeciliğin sonu olarak yer alacaktır. Kudüs mutlaka özgürlüğe, Müslümanlar da mutlaka birliğe kavuşacaktır. Mescid-i Aksa’nın işgal altına olması sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Kudüs’ün işgal altına olmasını Araplarla israil arasında bir mesele değildir. Son yüz yıl içerisinde yaşanan iki büyük savaş Kudüs’ün siyonistlerce işgaline zemin hazırlamıştır. Hem Milletler Cemiyeti hem de Birleşmiş Milletler Siyonizm’in çıkarlarına uygun hareket etmişlerdir.”

Filistin’e, İslam coğrafyasının tam kalbine bir hançer gibi saplanan işgal rejiminin, bölgede yaşanan kaosun, terör olaylarının, iç savaşların ve işgallerin yegâne sebebi olduğunu vurgulayan Öztürk, “Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden siyonizmin insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir. Bugünkü mevcut sömürü düzeninden kurtulmanın yolu Kudüs’ün tekrar Müslümanlarca idare olunmasından geçmektedir. Irkçılığın, mezhepçiliğin, kardeş kavgasının bu coğrafyaya zerrece bir faydası yoktur. Yine Müslümanlar şunun farkına varmalı ki bu coğrafyada ırkçılık, mezhepçilik ve kardeş kavgasını körükleyen israildir. Üzücü olan taraf kardeşlerimizin bunu görememesidir.” ifadelerini kullandı.

İLKHA