Mısır’da Müslüman Kardeşler’e yönelik darbe olduğunda Avrupa ve Amerika çekimser kalırken Arap krallıkları ve diktatörlerden darbecilere destek açıklamaları geldi.
Darbeye karşı olduğunu net bir şekilde açıklayan ülkeler sadece Türkiye ve Tunus oldu.
En hararetli destekçiler Suriye Baas rejimi ile siyonist israil’di.
Darbeye destek verenler bunu fiili ve maddi imkânlarını kullanarak gösterdiler,, ama karşı olduklarını söyleyenlerin yapabileceği fazla bir şey yoktu.

Yani bir daha ortaya çıkmıştı ki Müslümanların Allah’tan başka kimsesi yoktu.
Müslüman halkların duaları, tepkileri, gösterileri vardı.
İslam’a ve Müslümanlara düşman olanlar nerede durduklarını net olarak ortaya koydular.
Kin ve nefretleri dışarı taşmıştı. Ben Türkiye’deki Kemalist, sol ve liberal çevrelerden söz etmek istiyorum.
Darbeci kültüre olan sadakatlerinden, ilkesizliklerinden, İslam’a olan düşmanlıklarından…


Ortada seçilmiş cumhurbaşkanına yönelik yapılan hukuksuz bir askeri darbe söz konusuydu.
Darbeciler; ayartılmış, özenle hazırlanmış, parayla satın alınmış psikopatların yoğunlukta olduğu Tahrir gösterilerini bahane edip hükümeti devirmişlerdi.


“Sokakların, meydanların sesini dinlemek gerekirdi” diyerek Muhammed Mursi’yi eleştirenler başta Adeviyye olmak üzere Mısır’ın her tarafında gerçekleştirilen milyonluk gösterileri görmezden geldiler.
Meydanlara çıkanlar onlarla aynı görüşte iseler kıymet ifade ediyor, değilse gündeme bile almıyorlardı.
Sonra katliamlar meydana geldi.


Mısırlı Müslümanlar namaz kılarken, meydanda beklerken insanlıktan nasibini almamış yaratıkların saldırısına uğradılar.
Secdedeki insanlar keskin nişancılar tarafından şehid edildiler.
Adeviyye’de toplananlar Gezi eylemcileri gibi yakıp yıkmamışlar, tahrip etmemişler ama buna rağmen katliama maruz kalmışlardı.


Kemalist sol kesim darbecileri aklama çabasındaydı.
Katliam olayı için bile “çatışma” deme ahlaksızlığında bulundular.
Darbecilerin adım adım Mübarek dönemi görevlilerini geri getirmesine bile tepki göstermeyen Kemalist, sol ve liberal çevreler gerçek yüzlerini net olarak ortaya koydular.
Öyle ya eski bürokrasi tekrar yerine oturmaya başlamıştı.
25 Ocak devrimi sırasında göstericilere aşırı şiddet uyguladıkları için görevden alınan Mübarek yanlısı polisler bile görevlerine döndüler.


Yani zalim dikta olduğu gibi geri döndü.
İhvan’ın gitmesine odaklanmış olan şer cephesini ilgilendirmiyordu tüm bunlar.
Darbecilerin batıcı ve laik olması yetiyordu onlar için.
Destekleri bundan dolayıydı.
Bazıları desteğini ima ile belirtiyor, bazılarıysa açıkça söylüyordu.
Birgül Ayman Güler mesela…
CHP’nin güçlü isimlerinden olan milletvekili Güler, darbe yandaşı Tahrircileri buradan selamladı. Hem de katliamın olduğu günde yaptı bunu.


Tüm ideolojik savrulma ve sapmalar bir yana yine de ortada bir gariplik sizin de gözüne çarpıyor sanırım.
B. A. Güler, “Türk ırkını” yücelten tipik ırkçı açıklamasıyla tanındı.
‘’Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz’’ şeklinde yaptığı açıklamasıyla gelmişti gündeme.
Kemal Kılıçdaroğlu bile bu sözlerden hoşnut kalmadığını, siyasi açıdan partiye zarar verdiğini düşünmesine rağmen kimse Güler’e yönelik bir şey yapamamıştı.


Bu damar CHP içinde oldukça güçlüydü ve müdahale edenlerin siyasi hayatları bitebilirdi.
İşte bu derece ırkçı olan birinin yıllarca zihinlere derç edilmiş “Bizi arkadan vuran Araplar” söylemine rağmen “Bazı Araplara” selam göndermesini nasıl izah edersiniz?
Evet, kimileri ırkçı, kimileri dinozor Marksist, kimileri ilkesiz liberal de olsalar yan yana gelebiliyorlar.
Ortak paydaları İslam düşmanlığı olan bu güruhun yüzü, Mısır darbesi vesilesiyle bir kez daha ortaya çıktı.
Müslümanlara olan kin ve düşmanlıkları onları ilkesiz ve ideolojisiz bir hale soktu.
Rezil oldular.


Tıpkı Amerika ve Avrupa gibi.
Dünyaya özgürlük ve demokrasi götürme adına savaş ve işgallere başvuran, katliamlara imza atan güçler darbeye darbe bile diyemediler.
Müslümanlara olan düşmanlıkları onları tamir edemeyecekleri işler yapmaya sevk etti.
İğrenç yüzleri biraz daha belirginleşti.
Rabbimizden dileğimiz, mübarek Ramazan ayı ve Kadir gecesi hürmetine zalimleri zelil etmesidir.