Nisanur dergisi Ocak sayısı çıktı

Nisanur dergisi Ocak sayısı çıktı

Aylık aile ve eğitim dergisi Nisanur’un 2015 Ocak sayısı çıktı.

“Ailemizin dergisi” sloganı ile dikkat çeken Nisanur’un 2015 Ocak sayısı çıktı. Dergi 38’inci sayısında “Özgüven” yani “Secaat” konusunu birçok yönü ile ele almış. Özellikle hanımlar açısından “İnfak”ın başyazıda ele alındığı derginin bu ay ki kapağında da yine başyazı işlenmiş ve “Allah yolunda infak yarışına girelim!” sözlerine yer verilmiş.

 

İnfak ve özgüven konuları ele alındı

Derginin editör yazısında; “… Rabbimiz muttakilerin özelliklerini belirtirken “onlar darlıkta da bollukta da infak ederler” buyuruyor. Başyazımızda da detaylıca belirtildiği üzere biz hanımların da bu sıfattan payidar olmamak için hiçbir neden yok inşallah. Öte yandan ayette geçen ‘yarışın’ ibaresi ve bilhassa ‘öfkelerini yenenler’ mevzuu; kendine güvenen, şahsiyetli, olgun ve her olaya şecaatle yaklaşabilen Müslümanları kapsıyor. Bizler de bu ay dosya konumuzu ‘özgüven ve akabinde gelen şecaat’ olarak belirledik. Allah-u Teâlâ’nın yeryüzündeki halifesi olduğu bilinci taşımayan bir kimsenin, kendine duyduğu güvenin gurur ve kibirden öteye gitmeyeceği ve böyle bir kimsenin egolarının kölesi olduğu hakikatini vurguladık. Kendine güveni olmayan ezik, sinik bir kimsenin ise ne kendisine ne de topluma bir hayrı olacağı gayet açıktır. Haliyle mümin bir kimse özgüven sahibi olmalı, Rabbinin fıtratına yerleştirdiği kabiliyetlerini açığa çıkarma cesaretini taşımalı ve başarılarını Allah’tan bilerek, hayatının her alanında şecaati kuşanmalıdır…” denilerek infak konusu ele alınmış.

 

Nisanur’un 38’inci sayısından kısa kısa:

Reyhan Güneş, “İman temelli özgüven, kişide şecaat duygularını öne çıkarır” derken, Hacer Sara Arslan; özgüvenle kibir arasındaki dengeyi hassasiyetle sağlayarak yeteneklerimizi ortaya çıkarmamız gerektiğini belirtiyor.

 

Esra Toprak “Benliğini karşısındakinden daha üstün görürcesine ya da amacı muhatabını mağlup etme gayesi taşıyan bir özgüven; dozunu aşmış, nefsin telkiniyle ateşlenmiş ve hastalıktan patlama derecesine gelmiştir” derken, Zehra Ayhan; bir insanın her an/ortamda şecaatli olabilmesini iman ediyor olması şartına bağlıyor.

 

Şükran Kaya, “Bizler, çocuklarımıza hata yapma ve hatasını anlayıp ders çıkarma, telafi etme imkânı vermediğimiz için kendilerine güvenemiyorlar” ve Aynur Sülün “Tıpkı fidan gibi gün geçtikçe dallanıp budaklanan çocukları başka karakterlere sahip olmaya zorlamak, bir başkasıyla kıyaslamak; kişilik gelişimini tamamlamalarına engel olur” derken, Meliha Timur ise ancak duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını aile fertleriyle rahatça paylaşabilen çocukların özgüvenli olabilecekleri hakikatini vurguluyor.

 

Bir hidayet ve öze dönüş öyküsü

Nisanur’un bu ay okurları için hazırladığı röportaj ise bir hidayet ve öze dönüş öyküsü. Paris’te Müslüman olan Fatma Kaymakçı (Nicoleta Leca) isimli bayanın hayatından kesitleri ve İslam dini ile nasıl tanıştığı okurları ile paylaşılmış. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.