Pkk Sorunu Çözülecek mi?

Allah’ın adıyla

Diyaloglar, görüşmeler ve birbirini takip eden açıklamalar…

Bir heyecan, bir koşuşturma trafiği almış başını gidiyor. Herkes çözüme(!) adapte olmuşken, Fransa’da katledilenler de olmasaydı hani, ne iyi olurdu değil mi?

Fakat şu an için görünen o ki, taraflar arasındaki güvensizliğe ve karşılıklı köşe kapmacalara rağmen taraflar kal ile sorunu çözmekten yana olduklarını belirtiyorlar. Çözüm sürecinin akibetiyse tarafların hal ile çözümden yana olup olmadıklarına bağlıdır. Daha önce ne açılımlar, saçılımlar, adımlar, barışseverlikler, demokratik toplumlar gördük. Temennimiz, bu çözüm sürecinin neticesinin, haleflerinin neticesi gibi olmamasıdır.

Evet, bu sefer PKK sorununu, kan ve kaosun sorununu çözeceklermiş. Bu sorunu çözen de kahraman olacakmış.
Gerçekten hiç düşündünüz mü, ideolojik frekansları uyuşmasına rağmen PKK ve devlet neyin kavgasını veriyor. Bu arada birbirine gelin güvey olup sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Kendilerine bulaşan milliyetçilik hastalığı nedeniyle milletin çocuklarını birbirine vurdurtmak, onları birbirine kırdırtmak; sonra da lütufkâr edalarla onların üzerinden hesaplar yapmak, ne büyük bir dava, ne büyük kutsal bir görevmiş(!) değil mi?

Gerçekten onlarca yıldır bu kan niye akıyor, bu savaş niye?

Kürdistan kurulsun veya TC bölünmesin diye kurban edilen gençlerin, bağırlarına ateş düşen anaların, heba edilen sermayenin haddi hesabı yok…

Peki, bu süreç olmamalı mı? Tabiki olmalıdır. Kanın durması adına, PKK sorununun -hal edilebilecekse- hal edilmesi adına önemli bir adımdır. Üzerine basa basa belirtmek istiyorum ki, tarafların bu yaklaşımıyla çözülecek bir sorun varsa bu Kürt sorunu değil, PKK sorunudur. Kürt sorunu çözülüyor vehmine bundan dolayı kapılmayalım. Zaten defaatle belirtildiği gibi Kürtlerin üvey vatandaşlığın prangalarından azad edilmesi ve memleketin asli unsurları pozisyonunda kıymet görmesi, hak ve hürriyetlere sahip olması için birilerinin muhatap alınmasına gerek yoktur. Bundan Kürt meselesinde samimi olan, rant peşinde, oy derdinde olmayan bunu bu şekilde ivedilikle hal edecek adımlar atması lazımdır. O zaman rahatlıkla şunu diyebilmeliyiz: Hükümet, PKK sorununu çözmek için atacağı adımlar, yapacağı görüşmelerden tamamen bağımsız bir şekilde Kürtleri bu memleketin asli unsurları pozisyonuna getirecek adımlar da atmalıdır.

Eğer Kürtlerin sağlanacak İslami ve insani hakları için illa muhatap aranıyorsa ki pkk, BDP tek başına muhatap olamaz. Niye mi? PKK’nin, BDP’nin gerçek manada tüm Kürtleri temsil etmesine kargalar bile güler. PKK, tüm Kürtleri temsil ediyorsa, BDP’nin aldığı 2 milyon oyun dışındaki Kürtler nerede? Her şey bir yana PKK’nin, BDP’nin etkinliklerinde bölgede yüzbinleri bir araya getiren Mustazaflar Cemiyetini temsil etmesi ne kadar gerçekçi? PKK’nin, BDP’nin Huda Par’ı temsil edebileceğini düşünmek akla ziyan değil mi?

Bu bir gerçektir ve göz ardı edilecek bir gerçek değildir. Birilerinin bu gerçeği görmemesi bu gerçeği değiştirmez. Evet, göz kapamakla gece olmaz; göz ardı etmekle gerçek değişip kaybolmaz.

Bundan dolayı PKK-BDP Kürt meselesinde en azından tek başına muhatap alınmakla tüm Kürtleri temsil edemeyeceğini kabul edelim. PKK’nin yeri geldiğinde dini hassasiyetlerinden dolayı gerici olarak gördüğü insanların dertlerine tercüman olmayacağını, olamayacağını bölgenin hassas dengelerini bilenlerin de malumudur.

Ancak, belirttiğimiz gibi sadece PKK sorununun çözümü, devletin ve PKK’nin döktüğü kanın durması için PKK’nin tüm bileşenleriyle muhatap alınması yerindedir. Siz de takdir edersiniz ki bu şekilde adı ne olursa olsun, sadece PKK’nin muhatap alınmasıyla geliştirilen bir çözüm süreciyle ancak pkk sorunu çözülebilecektir.

Bununla birlikte bu çözüm sürecinde dile getirilen ve ihtimal dâhilinde atılacak adımlar zaten Kürt meselesini tüm boyutlarıyla çözecek nitelikte de değildir.

Ancak, PKK ve devletin anlaşması ve kanın durması halinde PKK sorunu devlet için –en azından kısmen- bitebilir, fakat bölgedeki vatandaş için PKK sorunu biter mi, onu zaman gösterir. Bölgede de PKK sorunun bitmesi için PKK’nin zihniyet değiştirmesi lazımdır. Silahlardan güç almaktan, baskı kurmaktan vazgeçmek ve çok sesliliğe, çok renkliliğe karşı tahammül kültürünü ve kendisi gibi düşünmeyenlerle beraber yaşama kültürünü geliştirmek zorundadır.

Tüm bunlara rağmen, sadece Türkiye’de değil, dünyanın neresinde olursa olsun, akan bir kanı durdurmak bizim için takdire şayandır. Çünkü biz bir insanı yaşatmanın tüm insanlığı yaşatmak olduğuna inanıyoruz. Onun için çözülecekse, bu gün için varsın sadece PKK sorunu çözülsün. Güneşin mustazafların üstüne doğduğu ve tekerleğin mustazaflardan, mazlumlardan ve mahrumlardan yana döndüğü bir gün, elbet hak yerini bulacak Kürt meselesi de çözülecek.

Selametle kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.