PKK Yüksekova'da Müslüman avında

PKK Yüksekova'da Müslüman avında

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde gece saatlerinde köye inen 15 - 20 kişilik PKK grubu, köyde mütedeyyin olarak bilinen bir kişiyi de yanlarına alarak köyden ayrıldılar.

HAKKÂRİ - Yüksekova'da son aylarda yaşanan çocukların kaybolması, insanların asılsız iddialarla hedef gösterilmesi, köylerden haraç toplanması, izin almaksızın kırsalda hayvanlarını otlatan insanların hayvanlarına el konulmasından sonra şimdi de PKK köylerdeki mütedeyyin insanları tehdit etmeye ve kaçırmaya başladı.

 

"Kendilerinden farklı düşünen hiç kimseye tahammülleri yok"
Çözüm Süreci ile beraber bölgede akacak kanın durması yönünde umutlanan ve sürece ciddi anlamda destek veren bölge halkı, PKK'nin baskısıyla karşı karşıya kaldı. Bilhassa Yüksekova gibi PKK ve BDP'nin ciddi anlamda hâkimiyet kurmaya çalıştığı bölgede yaşayan mütedeyyin halk, son aylarda ilçe merkezi ile köylerde yaşanan bir takım karanlık olaylardan tedirgin oluyor. Örgütün ilçede kendilerinden farklı düşünen hiç kimseye tahammül etmediğini ve tehdit ve baskı ile sindirmeye çalıştığını ifade eden mütedeyyin insanlar, kendilerine karşı başlatılan karalama kampanyasının bir adım daha ileri götürülerek İlçe merkezi ve köylerde mütedeyyin olarak bilinen insanların kaçırılmasına kadar vardığını ifade ettiler.

 

"Babamı yanlarına alarak köyden uzaklaştılar"
Mütedeyyin insanların rahatsızlık duyduğunu ve defalarca dile getirilmesine rağmen yetkililerin görmek istemediğini ifade ettikleri bu olaylardan biri de Perşembe akşamı Yüksekova'nın Yeni Işık Köyünde meydana geldi. Gece saat 00.30 sıralarında köy sakinlerinden Bengin Özbek'in evine gelen 15 - 20 kişilik bir grup PKK'li, bölgede mütedeyyin olarak tanınan Özbek ailesinin çocuklarını evde bulamayınca Bengin Özbek'i yanına alarak köyden ayrıldı.

 

Konu ile ilgili olarak İLKHA'ya konuşan Bengin Özbek'in oğlu Halil Özbek, olayın gece saat 00.30 sıralarında meydana geldiğini ifade ederek, "Köye inen 15-20 kişilik PKK'li bir grup, evde kardeşlerimi bulamayınca babamı zorla yanlarına alarak götürdüler." dedi. Özbek olay gecesi yaşananları şöyle anlattı:

 

"15-20 kişilik PKK'li bir grup köye girmiş ve zorla babamın evine girmek istemişler, içerdekiler kapıyı açmayınca kapıyı açmamaları halinde içerdeki herkesi öldüreceklerini söylemişler. Evdekiler de mecburen kapıyı açmışlar. Yetişkinlerden sadece babam orada idi. Babamdan beni, abimi ve kardeşimi sormuşlar. Babam da bizim evde olmadığımızı söyleyince babamı da yanlarına alarak köyden uzaklaşmışlar. Şu ana kadar babamdan bir haber alamadık."

 

"Çözüm süreci bahanesiyle yetkililer herhangi bir şey yapmıyor"
PKK'nin yaz ayları boyunca köyün yakınlarındaki yaylalarda kamp kurduklarını belirten Özbek, "Herkes de bunu biliyor. Çözüm süreci bahanesiyle yetkililer de herhangi bir şey yapmıyorlar. Bunun sonucu olarak da olaylar bu neticeye kadar geldi. Kendileri gibi düşünmeyen insanları göçe zorluyorlar. Bu daha önce de medyaya yansımıştı. Birçok köylünün hayvanlarına el koydukları da medyaya yansımıştı. En sonunda köy basıp mütedeyyin insanları kaçırmaya kadar gitti bu olaylar. Dün gece de bizim köyü basarak babamı kaçırdılar." dedi.

 

Çözüm süreci mütedeyyin halkın PKK'nin insafına terk edilmesi midir?

Babasının çitçilikle uğraştığını belirten Özbek, "Hatırlayacaksınız. Mustazaf Der yakılarak dernek başkan yardımcısı Ubeydullah Durna şehit edilmişti. Hatta dün babamı alanlar bizim köye gelmeden önce köyün yakınlarında bir yerde köylülere Yüksekova'da yaşayan mütedeyyin insanların isimlerinin olduğu bir liste göstermiş ve 'bunları nerede bulabiliriz' diye sormuş. Ama kimse bize haber vermemiş. Söylediklerine göre o listenin içerisinde Şehit Ubeydullah Durna'nın ismi ile o dönem dernek başkanlığını yapan Latif Durna'nın da ismi varmış. Hatta bazı yerlerde bu yazılı isimleri kastederek "bunların hepsinden hesap soracağız" şeklinde tabirler kullanmışlar. Şimdi soruyorum çözüm süreci dediğimiz şey bölgede yaşayan mütedeyyin halkın PKK'nin insafına terk edilmesi midir? Herkes de çok iyi biliyor ki, geçmişten bu yana bizimle uğraşmalarının asıl sebebi bizim İslami hassasiyetimizdir. Mustazaf Der'i de yaktıktan sonra sürekli tehdit alıyorduk. Ancak babamın dernekle herhangi bir ilişkisi de yoktu. Ancak onlar gibi düşünmemesi ve mütedeyyin olması bile onlara göre suçlu olması için yeterli bir sebep idi." dedi.

 

"O kişilerle bizim bir alakamız yok! Onlar çetelerdir"
Ailenin önde gelenlerinin BDP'ye gidip babasının akıbetini öğrenmek istediklerini ancak kendilerine yardım dahi edilmediğini ifade eden Özbek, "BDP o kişilerle bizim bir alakamız yok, onlar çetelerdir, diyorlar. Hâlbuki adamlar biz bu bölgede devletiz diyorlar. Bizden izinsiz kimse bir şey yapamaz diyorlar. O halde nasıl oluyor da silahlı 15 - 20 kişi köy basarak buralardan Müslüman avına çıkabiliyor. Bu söyledikleri kimseyi tatmin etmiyor. Eğer babama bir şeyler olursa bunun en başta sorumlusu PKK ve BDP'dir. Yetkililerden biran önce olaya el atmalarını, haber almamızı sağlamalarını istiyoruz. Nereye götürüldüğünü ve nerede olduğunu öğrenmemiz için yetkililerden yardım talep ediyoruz." diyerek gerekenlerin yapılması için yetkililere çağrıda bulundu.

 

"Siz İslamcısınız"
Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Cemal Özbek ise olaya tepkisini dile getirerek yetkililerin son zamanlarda tüm bu yaşananlara karşı adeta seyirci gibi kaldığını ifade etti. Özbek, "Gece saat 00.30 sıralarında yaklaşık 10-15 dakika boyunca kapıyı çaldılar. Kapıyı neredeyse kıracaklardı. Annem ile babam kapıyı açtılar. Beni sordular. Bizimkiler de evde olmadığımı söylediler. Ondan sonra babama 'bizimle geleceksin' dediler. Evdekilere de 'herhangi bir şeye dokunmayın, kimseyi de bundan haberdar etmeyin.' dediler. Silahlıydılar. Eve 2 kişi geldi diğerleri de evin etrafını sarmışlardı. Babamı alıp götürdüler. O saatten bu yana da hiçbir haber alamadık. Akıbetini bilmiyoruz" diyerek olay karşısında yaşadıkları çaresizliği dile getirdi.

 

Olay anında evde olduğunu ancak gelenlerin evin içine girmediğini belirten Özbek, "Biz evdeydik. Zaten babamı kapıda aldılar. Babama 'siz İslamcısınız' diyordular. Daha sonra kapıyı sert bir şekilde vurarak buradan ayrıldılar. Bizler aile olarak endişeli bir şekilde bekliyoruz. Olaydan sonra jandarmayı aradık. Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Ancak babamın nerde olduğu noktasında hiçbir bilgimiz yok" dedi. (Fikret Özkan - İLKHA)



 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.