Abdulhalim SEÇKİN

Abdulhalim SEÇKİN

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı

1 Mayıs günü, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında,  birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanmaktadır.

 

İşçi ve emekçilerin dayanışması birlik ve beraberlik içerisinde olması ve haksızlıklarla mücadele etmesi kadar güzel bir şey yoktur. Bu kaynaşmayı artırma adına belirli bir günde kutlama da doğaldır. Bu sayede kimi ülkelerde zenci beyaz arasındaki ayrılıklar giderilmiş ve haklarını arama noktasında beraber hareket etme olanakları doğmuştur.

 

Mayıs’ın işçi ve emekçiler bayramı olma tarafı güzel olmakla birlikte, kimi sol örgüt ve sendikaların bu günün bayram havasıyla uyuşmayan tavırları yüzünden sanki dünyadaki tüm işçi ve emekçiler solcuymuş gibi bir anlayış oluşmuştur. Etkinlikler sol örgüt ve sendikalar aracılığıyla sol partilerin siyasi amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik etkinliklere dönüştürülmüştür. Bu sendikaların başkanları daha sonra bu partilerde koltuk kapmışlar ve hayatlarını bu partilerin bir neferi olarak devam etmişlerdir.

 

Sol partilerin iktidarda olduğu dönemlerde bayramlar hiçbir şekilde taşkınlıklara dönüştürülmemiş veya kutlanmamış ya da kutlanmışsa da bayram havası içerisinde kutlanmıştır. Ancak, sağ partilerin iktidarda olduğu dönemlerde bu etkinlikler bir bayram havasından çok siyasi bir baskı aracı ve örgütsel bir eylem olarak kutlanmıştır. Bu da kimi etkinliklerin çok kanlı geçmesine sebep olmuştur.

 

1 Mayıs yaklaştığında insanlarda bir tedirginliğe sebep olmuş. Kanlı günlere yeniden dönülür mü diye korkulmuştur/ korkulmaktadır. Esasında bunu bu hale getiren sol örgüt ve sendikalardır.

 

Emekçi ve işçiler solculardan ibaret değildir. Yeryüzünde solculukla alakası olmayan milyonlara varan işçi vardır. Mesele işçi hakkı savunma meselesi ise, onların savunmaya çalıştığı hakların en mükemmel ve adilini İslam savunmaktadır. Peygamberimiz (s.av.)in “işçinin teri kurumadan ücretini ödeyiniz” buyruğu bunu ispat etmek için yeterlidir.

Peygamberimiz (s.a.v.) gençlik yıllarında haksızlık ve zulümle mücadele etme adına Hılful Fudul cemiyetine katılmış ve peygamberlik geldikten sonra “şimdi yine çağırılsam yine o cemiyete katılırım” diye buyurmuştur. Bu anlayışla İslam, büyük sermaye sahiplerinin ve kabile büyüklerinin cahiliye döneminde, kibir, açgözlülük ve hırsla işçileri ve köleleri sömürdükleri zulme dayalı düzenlerini altüst etmiştir.

İslam, yeryüzünde Allah’ın emirleriyle şekillenen bir sosyal adalet sistemi oluşturmuştur. Zenginliği ve fakirliği bir imtihan sebebi kabul etmiştir. İşçilerin sömürülmesini önleyerek sınıfsız bir toplum anlayışı geliştirmiştir. İslam’a göre, bir işçiye gücünü aşan bir iş yüklenemez. “Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz.” (Bakara 286) ayet-i kerimesi, müminlere bu ilahî ahlakı öğretmiştir.

Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifte, Müslümanların işçilere nasıl bakması gerektiğini şu sözlerle ifade etmiştir: “İşçi kardeşleriniz sizin işlerinizi yapan kimselerdir. Allah onları ellerinizin altına verdi; dileseydi sizi onların eli altına sokabilirdi. Öyleyse, yanınızda işçi çalıştırıyorsanız, yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinden giydirin. Onlara güçlerini aşan bir iş teklif etmeyin; eğer zor bir işi yapmalarını isterseniz, siz de onlara yardım edin!” (Müslim, İmân, 38, 40).

İnsanları ancak yapabilecekleri işlerden sorumlu tutan ve herkesin durumunu, konumunu gözeten İslam, bu prensibini çocuklar hakkında da öne çıkarmış ve onların çalıştırılamayacağı hükmünü koymuştur. Onların önce eğitimlerini tamamlamaları gerektiğini belirtmiş ve bu gayeye matuf bir iş olacaksa ona “evet” demiştir. Bu itibarla da, İslam’a göre, çocuklar ancak velilerin ve idarecilerin izniyle bir sanatı öğrenmek için çalıştırılabilirler. Bu hususta İslam’ın bir inceliğini daha görmek mümkündür; anne-baba ücret mukabilinde kendi evlâdını kendi işyerinde çalıştırabilir; fakat çocukların kendi anne-babalarını ücretle çalıştırmalarına izin yoktur.

İşçi haklarını savunan hangi sol örgüt ve sendikada bu anlayış mevcuttur ki?

İlginç ve garip olan şudur ki1 Mayıs’ın özellikle sosyalist ülkelerde resmi tatil olarak kabul edilmesidir. Bu ülkeler Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuella, Nepal, Bolivya’dır.

Allah’a emanet olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.