Mehmet Ali GÖNÜL

Mehmet Ali GÖNÜL

2. Erdoğan dönemi

Malumunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Parti'nin başına bu ayın 21'inde geçecek. Yapılacak kongrede geçici olarak yaşadığı ayrılığı, kanuni bir vuslatla peçinleyecek. Yapılan yorumlar ve edinilen gözlemler, Cumhurbaşkanının Ak Parti'nin başına geçmesi siyasi açıdan partisinin tekrar yükşelişe geçişine ivme kazandıracaktır. Çünkü siyasi bir duraklama dönemine girmiş olan Ak Parti, geçen referandumda bunu dışa iyice yansıttı. Referandum ölçü değil elbette. Seçim olsaydı bu durgunluk olmazdı demeyin. Gerek iller bazında gerek ilçeler bazında hatta büyükşehirleri de buna katarak diyebiliriz ki; Ak Parti'deki bu durağanlık, inkar edilemez boyuttaydı.

Erdoğan'ın partisinin başına geçmesi bir silkinme veya uyanmaya sebep olabilir. Eksikliklerin tesbitiyle il il, ilçe ilçe parti, bir operasyon geçirebilir. Önümüzdeki yani 2019'daki seçime şimdiden hazırlanmak, ajandasına bunun notlarını düşmek herhalde yapılacak ilk işlerden olsa gerek. 

Elbette bazı akasaklıklar yaşanabilir. Mesela salı günleri partilerin meclisteki grup toplantılarına başkanlık etmeyebilir. Eğer yanılmıyorsam mecliste grubu olan partilerin salı günü toplantılarına ancak milletvekili olan biri başkanlık yapabilir. Sayın Erdoğan milletvekili olmadığına göre bu konuda bir formül arayışına gidecektir.

Belki de bu kanuni durum ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaşayacağı yoğunluk, parti hiyerarşisi içinde yeni bir partisel statü ortaya çıkarabilir. Yani yerine salı günleri bir genel başkan yardımcısını görevlendirme olabilir. Yahut başka bir formül…

Fakat görünen şu ki Erdoğan'ın yeni sürece entegresi kısmen fiili olarak adı konulmamış bir şekilde şimdiye kadar yapılsa da artık kanuni sürecin bir parçası olarak yaptıkları anayasaya göre meşrulaşacak. Bu meşruiyetin tam olabilmesi için siyasi partiler kanunu, yüzdelik barajı ve bununla ilintili birçok uyum yasalarının da en kısa zamanda çıkması lazım. MHP, 2 yıllık bir süre biçse de siyasi ortak akıl ve payda, bu zamanın uzun olduğunu ve yeni uyum sürecinin minimum bir sürede olmasının daha verim verceği gerçeğini ortadan kaldırmaz.

 

CHP VE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

CHP kongreler partisi oldu dense Kılıçdaroğlu bu söyleme kızıyor. AK Parti'de daha çok kongrelerin yaşandığını belirtiyor. Gel gör ki; Ak Parti iç sorunlarını komşuya anlatmıyor, gündem etmeyip içinde halletme yoluna gidiyor. İstisnalar kaideyi bozmasa da durum böyleyken bakıyoruz CHP'de hemen her seçim sonrası kazan kaynıyor. Bunun adına CHPliler “Parti içi demokrasi” deseler de aslında parti içi kavgadan başka bir şey değil. Çünkü Kılıçdaroğlu nezdinde CHP'de güçlü ve karizmatik bir liderlik yok. Bunu belirgin parti içi isimlerden tutun da köşe yazarlarına dek herkes dile getiriyor.

Referandumdaki birlik görüntüsü Muharrem İnce'nin Deniz Baykal'ın ve Selin Sayek Böke'nin nezdinde öyle olmadığını gösterdi. Geçmişte Emine Ülker Tarhan'ın CHP'nin politikalarına kızmasından mı yoksa Kılıçdaroğlunun siyasi duruşlarına karşın mı Anadolu Partisi'ni kurma ihiyacını hissetti bilemiyoruz.

Selin Sayek Böke'nin istifası ise ayrı bir mevzu. Hatırlanırsa gerkirse sine-i millete dönme gibi bir ifade kullanmıştı parti sözcülüğünü yaparken. Daha önce de bir iki defa sözcü olarak yaptığı açıklamalar konusunda kendisi bir sekilde es geçilmişti. Gururlu ve tavizsiz oluşu mu acaba onu istifaya sürükledi; yoksa parti içi liderlik kavgasına katılanlardan biri mi olmak istedi bilinmez. Zaman elbet bunu gösterecektir. Lakin es geçilmeyi kabullenemedi diye düşünüyorum.

Yine de bir yandan Baykal'ın yeni bir aday ya da lider profili çizerken istemem yan cebime koy girişimleri de parti içi muhalefet olarak göze oldukça iyi bir şekilde çarptı. Muharrem İnce'nin de yanına yandaş millletvekillerini alıp kameralara poz vermesi en az Fikri Sağlar kadar ayrıştırıcı değil de neydi?

Tüm bu gözlem ve tesbitler Kılıçdaroğunu zora sokuyorsa önce durup şöyle bir düşünmeli ve Ak Parti'den ders alma tevazusunu göstermelidir. Ak Parti gibi parti içi kavgalarını “Kol kırılır, yen içinde kalır” deyişinin gölgesinde açıktan yapmaması, mahal vermemesi siyasi etik açısından daha uygun olmalıdır. Yoksa CHP'de sular durulmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.