Aydınların karanlık yüzü

 İslami değerleri önemseyen birinin uzun süre liberal ve solcularla beraber yürümesi imkânsız gibidir. Tabii eğer “Pkk'ye biatlı Kürt İslamcılar”da ortaya çıktığı gibi yol arkadaşlığı beraberinde keskin bir savrulmayı getiriyorsa o konuda yorumumuz farklı olur.

Biz normal şartlardan söz ediyoruz.

Bir liberal ya da solcunun her zaman farklı bir ajandası vardır ve özgürlük söylemi üzerinden aslında ajandasını hayata geçirmek istemektedir.

Siz ona koltuk değneği olduğunuz müddetçe iyi, kıymetli ve özgürlükçüsünüz.

Sizin düşüncenizin, yaşam tarzınızın aslında çok da önemi yoktur.

Onun davulunu çaldığınızda özgürlükçü, kendi şarkılarınızı seslendirdiğinizde diktatör olabiliyorsunuz.

Çok azı hariç liberal ve solcu taifede durum bu.

Bunlardan kimileri sözlerine maskeler takarak farklı yollardan meseleye dahil olurlar, kimileri ise içindekini açıkça ortaya döker.

Mesela Şivan Perwer…

Kürt müziğinin güçlü sesi Şivan'ın keskin bir Marksist olduğu; ancak Avrupa tecrübesinden ve herhalde biraz da yaşlanmaktan kaynaklanan bir sebeple liberal-sol'a kaydığı biliniyor.

Koyu Marksist ve İslam düşmanı olan Şair Cegerxwîn'den şiirleri yıllarca besteleyip söyledi Şivan Perwer.

O Cegerxwîn ki, “Kîne em” isimli şiirinde şunları yazmıştı:

“Bi cîhan carek / Ez bidim zanîn / Rêçika Markîs, / Rêçika Lenîn.”

(Dünyaya bir kez / Bildirmeliyim / Marks'ın yolunu / Lenin'in yolunu)

Cegerxwîn güya istismarcılara karşı çıkar; ama aslında klasik bir dinsiz dili kullanır:

“Bin minnet naçim cinnet / Herim cehennem azad u serbest...”

(Minnetle olan Cennete gitmem / Özgür ve serbestçe cehenneme giderim)

Şivan da bu konularda Cegerxwîn gibi düşünmesine rağmen ve Pkk tabanının büyük ilgisine rağmen ne olduysa Pkk çizgisinden ayrıldı.

Ayrılma sürecine ve yaşananlara girmeden sadece o dönemlerde Öcalan ve Pkk'ye eleştiri amacıyla bir parça yaptığını söyleyeyim.

“Lo me çikir me çikir / Me xwelî li sere xwe kir / Ma ne şerm u fedî ye / Ev doza me'j bo kîye” diye başlayan bir parça…

Şivan, burada yapılan işlerin utanç verici olduğunu ve başkaları için maşalık yapıldığını dile getiriyordu. Şam, Bağdat, Tahran ve Ankara ile girilen ilişkileri sorguluyor ve doğrudan Öcalan'ı  hedef alıyordu.

Pkk'nin infaz listesine alındığı ve birkaç kez suikasta uğradığı söylendi bazı çevrelerde; ama haberin sıhhat derecesini bilmiyorum. Hâlihazırda Şivan, ideolojik olarak değil; ama siyasi olarak Barzani'ye yakın duruyor.

Türkiye devleti ve Ak Parti hükümeti de solcu-liberal Şivan'ın popülaritesinden faydalanıp onu Pkk'ye karşı kullanmaya çalıştı ve Diyarbakır'da İbrahim Tatlıses ile birlikte sahneye çıkardı. Tıpkı tutmayan Kemal Burkay hamlesinde olduğu gibi.

PSK'nin eski lideri de PKK'ye zarar verebilir diye “devlet” tarafında karşılandı.

Ama beklentiler tutmadı.

Gelelim Şivan'a…

Şivan o sıralarda Erdoğan'a övgüler yağdırıyordu.

Sonra o malum süreç başladı.

Önce liberaller bir bir Erdoğan'a cephe aldılar, sonra Gezi olayları patlak verdi.

Erdoğan için artık her yerde “diktatör” kelimesi kullanılıyordu.

Bazıları asıl sebebin bu olmadığını uzun tahlillerinde yazıyor; ama bu kimsenin dikkatini çekmiyordu.

Şivan Perwer, en net açıklamalardan birini yaptı.

“Reforma sahip çıkan bir Erdoğan istiyorum. İktidarda dine saplanmış, kadınların başını bağlayan, bir sözü diğerini tutmayan bir Erdoğan istemiyorum.”

Kendilerine “Aydın” diyenlerin karanlık yüzlerini bu vesilelerle açığa çıkaran Allah'a hamd olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.