Bir haftayı da bize ayırsanız…

Yazının başlığı sizi iyice meraklandırdı biliyorum. Acaba haftayı sizin için nasıl ve ne için ayıracağız diye... Malumunuz birlikte ve beraber olmanın faydaları olmakla beraber yükümlülükleri de vardır. Aynı düşünceyi ve aynı değerleri paylaşmamızın getirdiği sorumluluklar takdir edersiniz ki her zaman vardır ve olmalıdır da. Yoksa bir ve beraber olmamızın emareleri kendini nasıl hissettirecektir ki?
 

Bu birlik ve beraberliği koruduğumuz ve gerekliliklerini hissettiğimiz/hissettirdiğimiz takdirde hem bu dünyada sağlam, tekin ve güzel değerlere bağlanmanın hoş İbrahim sofrası etrafında toplanmanın sürur ve mutluluğunu görürüz hem de ahirette -bu dünyada mesaimizi beraber geçirdiğimiz ve manevi olarak beraber olduğumuz insanlarla- komşu olur, bunun mutluluğunu bir kere daha yaşarız inşaallah.

Aynı düşünceyi paylaşmak, aynı değerlere sahip çıkmak, aynı kaynaktan beslenmek, aynı yolun yolcusu olmak, aynı havayı teneffüs etmek, aynı savunma refleksini ortaya koymak…

Malumunuz bütün bunlar, fikir birliğini oluşturan/oluşturacak olan güçlü yayın organlarıyla daha kolay sağlanabiliyor. Elde tutulacak ve iyi değerlendirilecek yayınlar, yukarıda bahsini ettiklerimize iyi hizmet edebilecek ve amaca kavuşma yolunda yardımcı unsur olarak üzerine düşeni iyi ifa edebilecektir.

Daha önce de bir vesileyle ifade ettiğim gibi medya yani iletişim ortamı veya iletişim araçları her zaman olduğu gibi bugün de etkisini her alanda hissettiren,  iktidarları oluşturan, iktidarlardan indiren, cezaevine gönderen, cezaevinden çıkartan, haklıyı haksızlara karşı koruyan olduğu gibi bazen bilmem kaç başlı bir ejderha gibi ortalığı velveleye verip zehir saçan önemli bir güçtür.  Boşuna medyaya ülkenin 4. kuvveti, yani yasama yürütme ve yargıdan sonraki güç unvanı verilmemiştir. Hatta şimdi bu ülkede 1. güç dersem yanlış söylemiş olmam sanırım.

Bildiğiniz gibi medya gerçekten önemli bir güç ve aynı zamanda iyi kullananlar için de önemli bir tebliğ aracıdır. Böyle bir aracı iyi kullanmamanın gerçekten vebali olmalı. “Tebliğ ettin mi?” sorusuna “Evet ettim Ya Rabbi!” cevabımızın doğruluğunun günümüz iletişim araçlarını bu yolda kullanmamızla orantılı olduğunu düşünsek yanlış düşünmüş olmayız sanırım.

Bu iyi tebliğ aracından en iyi istifade edebilmek için yayın organlarımız bünyesinde hizmet verenlerle beraber, siz değerli okurların da üzerine düşen sorumluluklar olduğu düşüncesindeyim. Çıkarılan gazete veya dergilerin sağladığı yarar, hitap ettiği abone veya okur sayısıyla orantılıdır. Ne kadar çok kişiye ulaşabiliyorsanız, sizin faydanız o orandadır. Okur sayısı çoğaldıkça hem etki alanı hem de faydası o oranda artıyor/artacaktır.

Peki, basın-yayın bu kadar önemliyken acaba biz Doğruhaber veya diğer yayınlarımız için üzerimize düşeni yapıyor muyuz? Şu ana kadar bir aboneyi veya bir izleyici sayısını arttırmak için kaç kişiyi ziyaret ettik, kaç eve konuk olduk, kaç tane tanıdığı telefonla aradık?

Eğer şuana kadar özel bir gayretimiz olmamışsa ve sadece “denk gelse” diye bu işi ötelemişsek o zaman biz bu görevimizi hakkıyla yerine getirmiş sayılmayız kanaatimce.

Cezaevinde mahpus olup da her bir çıkışta veya bir delikte birini görür görmez yayınlarımız tavsiye eden ağabey ve kardeşlerimizin var olduğunu düşünürsek bizim bu iş için ne kadar da geride olduğumuzu o zaman daha iyi anlamış oluruz.

Bizim bu yayınlar için yapacağımız çok şey vardır. Ulaşabileceğimiz çok insan vardır ve ulaşmalıyız. Kötülük simsarlarına karşı, hayrın dellallarına var gücümüzle destek çıkmamız lazım ki yarın öbür gün iyilik yolunda verecek bir cevabımız olsun.

Onun için siz değerli okurlardan ricam, bu işe bir an önce bir el atalım. Hepimiz bir an durup “acaba bu abone işi için hangi akrabadan, hangi komşudan başlasam” diye düşünsek ve hemen hiç zaman kaybetmeden bu hayırlı işte acele etsek çok önemli bir görevi yerine getirmiş oluruz diye düşünüyorum.

Bu işin düşük yoğunluklu da olsa sürekli devam etmesi gerekiyor ancak yoğun olarak bir haftamızı verirsek şayet, iyi bir noktaya geleceğimizi umuyorum. Paket abone kampanyasının da bu konuda teşvik edici iyi bir çalışma olduğunu ifade edebiliriz. Her birimiz en az bir abone daha bulsak şu anki mevcut sayıyı ikiye katlamış olacağız. Bir de 3-4-5-10 ve daha fazlasını yapabilenler çıkacağına göre, bu sayının çok daha fazla katlanacağı aşikârdır. Evet, “Bir haftayı veya bu haftayı da bize ayırsanız…” diyorum ve siz değerli okurları Allah’a emanet ediyorum.

Selam ve dua ile

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.