Bu zulme son verin

Yusufiler'den bahsediyorum. 15, 20, 25 yıldır hukuksuzca cezaevlerinde tutulan mazlum ve masum Müslümanlardan.

Doksanlı yılların karanlık günlerinde JİTEM, Ergenekon ve FETÖ gibi karanlık şebekelerin kumpasları sonucu binlerce Müslüman mağdur edildi. Şehid Cevdet Soysal örneğinde olduğu gibi, kimilerini illegal yollarla kaçırıp sorguladıktan sonra infaz ettiler. Kimilerini de işkence altında zorla imzalatılan düzmece ifadeler delil gösterilerek, müebbet hapis cezasına çarptırdılar. Hâsılı Büyük şeytan ABD ve Siyonist israil'in razı olmadığı din anlayışına sahip Müslümanları bir şekilde susturdular. Bununla da yetinmeyen karanlık günlerin efendileri(!), yalan ve iftiralarla bu mazlum ve masum Müslümanları katil ve vahşi olarak gösterdiler.

Sivas davası, Umut davası, Hizbullah davası, Tevhid-Selam davası ve daha isimlerini sayamadığım davalardan 600'e yakın Müslüman'ın mağduriyetleri hala devam ediyor. Konu ile ilgili herhangi bir somut adımın atılmaması insan ve Müslüman olarak bizleri kahrediyor.

Düşünebiliyor musunuz? Sivas davasından Ahmet Turan Kılıç 24 yıldır cezaevinde, Şuan 83 yaşında ve hasta. Aynı şekilde Hizbullah davasından 20, 25 yıldır cezaevinde bulunan onlarca ağır hasta ve yaşlı mahkûm var. Üstelik bunların kahir ekseriyeti, kumpaslar sonucu mağdur edildikleri somut olarak bilinmesine rağmen.

Sadece bunlar mı? Elbette hayır. Şu an cezaevinde bulunan yüzlerce masum Müslümanın örneğini verebiliriz.

Hayatlarının baharını dört duvar arasında geçirdiler. On yıllardır babalarına, annelerine, akrabalarına eş ve çocuklarına hasretle yaşadılar. Çocukları ile bir anıları bile olmadı, ne çocukları babalarına naz yapabildi ne de babalar çocuklarını sevebildi. Anne hamlinde iken babası cezaevine giren çocuk, şimdi 25 yaşında ve 3 yaşındaki evladıyla babasının ziyaretine gidiyor, değerlendirmeyi size bırakıyorum.

 Ya da 18 yaşında bekâr iken cezaevine girip 25 yıldır mağduriyetleri devam eden yusufileri düşünün. Evlilik nedir, çocuk nedir, yuva nedir belki tahayyül bile edemiyorlar. Evlenme gibi bir durumları olsa bile, en mutlu günlerinde yine hüzün ve gözyaşı hâkim oluyor.

İki hafta önce Şanlıurfa'da yusufi mahkûm A. Z.'nin düğün merasimine katıldık. Düğün ve merasim var ama damat yok, manzarayı varın siz düşünün, buna yürek dayanır mı? İslami kimliğinden dolayı 25 yıldır cezaevlerinde bulunan bu bahadırların çilesi ne zaman bitecek. Kim ne zaman bu zulme dur diyecek.

Allah'ım! Elimizden bir şey gelmiyor, Yusuf (a.s.)'ı zindandan çıkaran kimsemiz de yok, imkânı olanlar da kör sağır kesiliyor. Ahvali sana havale ediyoruz.

Unutulmamalıdır ki adaletin gecikmesi; zulüm ve haksızlığın devam etmesidir. Zulüm ve haksızlığın devam etmesi gayretullah'a dokunursa kuru ile beraber yaş da yanabilir. Bunlar yaşanmadan mağduriyetler giderilmeli ve ivedilikle yeniden yargılama yolu açılmalıdır.

Mezkûr adımlar atılmasa dahi me'yus değiliz, kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf (a.s.)'ı kurtaran ALLAH…

Amon tapınağı rahiplerinin kumpasları ve Züleyha'nın iftiralarına rağmen Yusuf'u zindandan kurtaran ALLAH…

Elbette çağımızın Yusuflarını da kurtaracaktır. Hem de Hz. Yusuf'u Mısır'a aziz ettiği gibi onları da bu çağın azizi kılacaktır inşaallah.

Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan hüküm giyenlerin davaları bozuldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.