Duanız Olmasa

Duanız Olmasa

“Hamd; âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O, Rahman’dır, Rahîm’dir. Ceza gününün mâlikidir. (Rabbimiz!) Ancak Sana kulluk ederiz, yalnız Senden medet umarız.

“Hamd; âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O, Rahman’dır, Rahîm’dir. Ceza gününün mâlikidir. (Rabbimiz!) Ancak Sana kulluk ederiz, yalnız Senden medet umarız. Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” Fatiha Suresi

Âmin.

Dua; seslenmek, yardıma çağırmak, dilemek, istemek, yalvarmak gibi manalara gelir. Dua, insanın kendine yetemediğinin, acziyet ve eksikliğinin, sınırlı güce sahip olduğunun ifadesidir.

İnsan, yapı itibariyle zayıftır. İmtihan gereği bazı olaylara karşı güçsüz kalır. Bir imtihan onu yakalayıverir de beklemediği bir anda sonu karşısında bulur. Afetler ve salgınlar karşısında ne kadar çaresiz olduğunu görür. Bu sebeple insan, üstesinden gelemediği olaylarla karşılaştığında, dini aidiyeti ne olursa olsun -hak/batıl fark etmez- gizli/açık güçlere sığınma gereği hissetmiştir. Her insan fıtratı gereği duaya ihtiyaç duyar. Bu sebeple bütün dinlerde dua mevcuttur.

Allah-u Teâlâ buyuruyor: “De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan Suresi, 77) Evet, Allah-u Teâlâ bizden kulluk sergilememizi istiyor. Kulluğun en güzel nişanesi ise duadır. Dua; samimiyetin geri çevrilmediği o kapıda halisane el açıp yakarmaktır. Rabbini büyükleyip kendi acziyetinin ve fakrının farkına varmaktır.

Yaratılış gayemiz de bu değil mi zaten? “Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk ve ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat suresi 56)

Kulluğunu dualarla süslemeyen bir kulun ne ehemmiyeti olabilir ki? Değil mi ki; insan en çok da korktuğunda duaya sarılır. “Denizde onları gölgeler gibi dalgalar sardığı zaman dini yalnız kendisine has kılarak Allah’a yalvarırlar. Fakat O, onları kurtarıp karaya çıkarınca içlerinden bir kısmı orta yolu tutar birçoğu da inkâr eder. Zaten bizim ayetlerimizi öyle nankör, gaddarlardan başkası inkâr etmez.” (Lokman Suresi, 32)

İstemek Allah’ın, kullarında görmek istediği bir durumdur. Nitekim Rasulullah (SAV) şöyle buyurur: “Allah’tan isteyin. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever. İbadetin en efdali de dua edip kurtuluşu beklemektir. Kime dua kapısı açılmışsa ona rahmet kapıları açılmış demektir. Allah’tan talep edilen dünyevi şeylerden Allah’ın en çok sevdiği afiyettir. Dua, inen ve inmeyen her çeşit musibet için faydalıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyleyse size dua etmek gerekir.” (Tirmizi, Daavat-126)

Dua kula birçok güzellik de verir. “Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle yatışır.” (Râd Suresi, 28) Dua, insana yalnız olmadığını hissettirir. Yüksek moral, manevi direnç sağlar. Tahammül duygusunu harekete geçirir. Korkuyu, olumsuz duyguları olumlularıyla tebdil eder.

Nasıl Dua Edilmeli?

İhlâsla yapılan dualar Allah katında makbuldür. Ancak duanın kabulünün şartları vardır. Rasulullah buyuruyor ki: “Acele etmedikçe her birinizin duasına icabet olunur. Kul, günahı talep etmedikçe ve sıla-i rahimin kopmasını istemedikçe duası kabul olur.” (Tirmizi)

Şu halde işin sırrı doğru olanı istemektedir. Bununla beraber Rasulullah’ın şu uyarısı da duanın kabulü için gerekenleri bize gösterir:

Rasulullah (SAV) seferde bir adamın saçını ve başını dağınık bir şeklide görür: “ Ey Rabbim! Ey Rabbim! Ey Rabbim!” diye dua ettiğini işitir. Rasulullah şöyle buyurur: “Yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, duası nasıl kabul olsun?” (Müslim, Zekât, 19)

Duası Kabul Olan Zümre

Dört kişinin duası makbuldür; mazlumun, misafirin, babanın, adil imamın…

Dört dua da vardır ki; ret olunmaz. Dönünceye kadar hacının, dönünceye kadar gazinin, iyileşinceye kadar hastanın, bir de kardeşin kardeşe gıyabında ettiği dua. Mazlumun bedduasını almaktan sakının, velev ki kâfir olsun. Çünkü onun duasının önünde perde yoktur. Kendinize bedduada bulunmayın hayır dua edin. Çünkü melekler söylediklerinize ‘Âmin’ derler…

Duanın Adabı

Dua ederken dikkat etmemiz gereken şeyler:

*Niyet etmek,
*Kıbleye yönelmek,
*Abdestli olmak,
*Dizüstü oturmak,
*Dua esnasında içleri semaya bakacak şekilde elleri göğüs hizasında kaldırmak,
*Faziletli vakitleri tercih etmek…

Faziletli Vakitler

Seher vakti, secde anı, farz namazlardan sonra, ezan ile kamet arası, Cuma günü, Cuma vakti, savaşta iki taraf karşılaştığında, oruçlunun iftar ettiği vakit, yağmur yağdığı zaman, Arefe günü ve Kadir Gecesi dua kapıları açıktır.

Dua esnasında dikkati dağıtan işle meşgul olmamak en efdal olandır. Duadan önce abdest alıp huzura varıp yüksek olmayacak bir sesle dua edilir. Duanın makbul olması için muhataba (CC) övgülerde bulunulur, Habibine salât edilir.

Dua anında kafiye yapmak doğru olmadığı gibi istenen şeyi kararlı bir şekilde istemek de gereklidir. Dua eden kişi kendi lisanıyla dua eder ve sonuçta ‘âmin’ deyip ellerini yüze sürer. Buraya kadar sünnet-i seniyye ışığında, makbul dua portresi çizdik.

2020 yılını geride bırakmış olarak geçen yılda yaşanan bela ve musibetlerden Rabbimize sığınıyoruz.  Bizler için besbelli bir uyarı olan hadiselerden ders çıkarmak, gelen yıllara böylece girmek en âlâsıdır. Rabbim her an ve mekânda duayı dilimizden, sevgisini gönlümüzden, hayrı ve bereketi ömrümüzden eksik etmesin. Kabul olunmuş dualarınızda bize de yer veriniz. Selam ve dua ile…

Gülsüm Çevik | Nisanur Dergisi | Ocak 2021 | 110. Sayı

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.