Hasta zihin orucu anlayamaz

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Eftal Yıldırım oruç tutmanın yararı olmadığını iddia etti. Yıldırım’ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Benim açımdan hekimler, doğru bildikleri bilimsel bilgileri aktarmak dışında bir tutum almamalıdır. Orucun, normal biyoritmi ve sağlıklı beslenme döngüsünü bozacağı, ancak bunun kişilerin kendi tercihleri olacağı ve sonuçlarına katlanacakları vurgulanabilir.”

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, oldukça yerinde bir cevap verdi: “TTB ve özellikle bu tür kuruluşlar sanki kendi üzerine vazifeymiş gibi mübarek kutsal aylarda, günlerde hep böyle dini değerleri hafife almak onları küçümsemek için konuşuyorlar. Bu onların İslam dinine karşı olan bir alerjileridir. Dünyada ilmin gerçeklerine inanan bilim adamları, orucun insana her açıdan faydası olduğunu ve vücudun bir dengeleme sistemi olduğunu söylerken, bu TTB üyesi doktorun bunu söylemesi ibret vericidir. Doğru, orucun Müslüman olmayana faydası yok. Müslüman olanlara faydası var.”

Aslında Bayraktutan’ın genellemesinde bir hata var.

Oruç, Müslüman için hem bedene hem de maneviyata faydalıdır; ama Müslüman olmayanlara sadece bedeni bir fayda verir.

Bir de Üstad Abdülhakim Sonkaya’nın şöyle kıymetli bir tespiti var:

“Hastalara oruç tutmama ruhsatı vardır.’ (Bakara:184). Fıkhımızda “maraz”, genelde ve sadece bedeni olarak anlaşılmıştır. Ama hastalık-maraz sadece maddi, bedeni olmayabilir. “Kalplerinde hastalık-maraz vardır.”(Bakara:10) ayetinde geçen maraz bedeni hastalıktan çok daha fazla bir mana ifade ediyor.”

Bedeninde hastalık olan oruç tutmayabilir; ama kalbinde hastalık olan orucu tutamaz.

Hastalıklı zihin oruç tutmadığı ya da tutamadığı gibi tutulmaması için de çaba harcar.

Hastalıklı zihinlerin orucun faydalarını anlaması da zordur.

Bilim dünyası ne demiş, önemli değildir onlar için.

Hatta en önemli bilim adamları…

Sözcü Gazetesinden kısa bir alıntı yapıyorum:

 “Açlığın tetiklemesiyle hücrelerin kendini sindirerek yenilemesini sağladığı teziyle Nobel Ödülü kazanan Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, orucun insan sağlığına etkisini bilimsel olarak ispat etmişti.

Yunancada auto (kendisi) ve phagein (yemek) anlamına gelen iki kelimeden türeyen ‘autopagy’, hücrelerin kendini sindirmesi, temel olarak vücut hücrelerinin eskiyen mekanizmalarının (proteinler, hücre zarları vs.) canlılığını sürdürecek yeterlikte enerjisi kalmadığı zaman vücudun bu hücreleri geri dönüşüme gönderme süreci anlamına geliyor. Bu durum, daha çok hücrenin programlı ölümü olarak biliniyor. Hücreler belli sayıda bölündükten sonra ölmeye programlanıyor. Bu olay önce ölümle eşdeğer gibi görünse de sağlık için gerekli bir durum. Eskiyen hücrelere proteinleri parçalayacak enzimler gönderilerek, eski hücre zarları ve hücrenin içindeki diğer parçacıklar proteinlere dönüşüyor.”

Doğrusu bilim dünyası şu konuda da bir çalışma yapsa yerinde olur: “Din düşmanlığı” adı verilen hastalık beyinde nasıl bir değişime neden oluyor? Acaba bu hastalık beyinde “Hücre yenilenmesini” durdurup gelişmeye mani mi oluyor?

Merak ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.