Hz. Muhammed resimle değil, hilyelerle tasvir ediliyor

Hz. Muhammed resimle değil, hilyelerle tasvir ediliyor

İslam'da çizilecek kişinin beşeriyetten uzaklaştırılabileceği düşüncesiyle resim sanatına rağbet edilmediğinden Hz. Muhammed'in fiziki özellikleri yıllarca hat ve tezhib sanatının bir araya geldiği Hilye-i şeriflerle aktarıldı

Fransa'nın başkenti Paris'te birçok dine hakaret içeren karikatürlerin yanı sıra Peygamber Efendimiz'e isnat edilen çizimleri de yayınlayan Charlie Hebdo dergisine düzenlenen saldırı yeniden Hz. Muhammed'in resmedilip edilemeyeceği tartışmalarını gündeme getirdi.

İslam sanatında sürekli resim ve heykelden uzak duruldu. Bunun sebebi zaman içerisinde resmi/heykeli yapılacak/dikilecek kişilerin zamanla beşeriyetten (insanlıktan) uzaklaştırılabileceği düşüncesiydi. Bu nedenle Peygamber Efendimiz de hiç resmedilmedi. İslam tarihinin tüm safhalarında Peygamber Efendimiz'in fiziki özellikleri 'Hilye'lerle anlatıldı. "Hilye-i Şerif" ya da "Hilye-i Nebevi" gibi isimler de verilen bu çalışmalar Hz. Muhammed'in fiziksel, insani ve ahlaki niteliklerini, tavır ve hareketlerini anlatan çalışmalara deniliyor.

"Hilye" lügat itibarıyla yaratılış, suret (görünüş) ve sıfat anlamında kullanılıyor. Türk-İslâm edebiyatında ise, Hz. Muhammed'in sîret ve sureti manasında kullanılarak, Hz. Peygamber'in ahlâkî ve fizîkî güzelliklerini; dış görüşünü anlatan eserlere hilye ya da şemâil adı verilmiştir. Hz. Peygamber'in görünen uzuvlarının şekli, sıfatları ve güzel ahlakı İslâm alimleri tarafından senetleriyle birlikte yazılarak siyer kitapları oluşturuldu. İlk siyer kitabı ise İbn-i İshak tarafından yazılan Sîret-i Resûlullah oldu. İlk hilye kitapları da İmam-ı Tirmizî'nin Eş-Şemâilün-Nebeviyye'si ve Kâdı Iyaz'ın Kitabüş-Şifa isimli eserleri.

HİLYE-İ ŞERİFLERİN ÖNEMİ

Hz. Peygamber'i,  Saadet Asrı'nda görebilmek şeref bakımından ulaşılabilecek en son nokta idi. Rahmet Peygamberi'ni dünya gözü ile görebilenlere Ashab/Sahabe deniliyor.

Peygamber Efendimiziş göremeyenlerse sonraki dönemlerde onu görenlere sorarak fikir edinmeye çalıştı. Bu şekilde etrafı çepeçevre aydınlatan güzellikleri, asırlar boyunca dilden dile gönülden gönüle aktarıldı.

Hilye-i Şeriflerin kökeni Hz. Ali'nin naklettiği bir hadis-i şerife dayanıyor. Hz. Ali, H.z Muhammed'in  "Her kim benden sonra hilyemi görürse, beni hayatımda görmüş gibidir. Ve kim ki bana şevkle bakarsa, Allah onun üzerine cehennem ateşini haram kılar..." dediğini rivayet ediyor. Bu müjdeyi alan sahabeler Hz. Peygamber'in siret ve suretini hafızalarına nakşederek, onu göremeyenlere aktarıyorlardı.

Hz. Peygamber'in sağlığında onun fiziki güzellikleri, asırlar boyunca hatırlanabilmesine imkân tanıyabilmek için başta Hz. Ali olmak üzere pek çok sahabe tarafından tarif edilmişti. Bunların içerisinde en bilineni Hz. Ali'ye ait olanı. Bunun yanında Hz. Aişe'nin, Hz. Hasan ve Hüseyin'in, Ebu Hureyye'nin ve diğer bazı sahabelerin tariflerine de siyer kitaplarında yer veriliyor.. Nitekim Ümmü Ma'bed'in tarifindeki Hz. Peygamber'in özellikleri Hz. Ali'nin tarifinden daha ayrıntılı.

"Hilye" kelimesi hat sanatında Peygamberimizin görüşünü anlatan Hadis-i Şerif ile dört halifesi ve torunları Hz. Hasan ve Hüseyin'in isimleri bulunan güzel hatlarla yazılmış levhaları ifade etmek için kullanılıyor. Peygamberimizin ahlâkî ve fizîkî güzeliklerinin hattatlar tarafından kâğıda aktarılması olarak ifade edilen olan hilyeler hat sanatında bir güzide gelenek haline gelmiştir.  

Hattatlar arasında Hz. Ali'nin daha çok bilinen tarifinin hilye şeklinde yazılması bir gelenek halini almıştır. Hilye levhalarında Hz. Ali'nin rivayeti ile günümüze kadar yazılan; gönülden gönüle, hilyeden hilyeye aktarılan ifadeler aşağıdaki gibidir:



Hilye-i şerif, hilye-i saadet ve hilye-i nebevî olarak da kullanılan hilye kelimesi, halk arasında hat sanatına dair en fazla bilinen obje oldu. Hilyelerin bulunduğu yerlerin madden ve manen emniyet içerisinde olacağına inanılıyor. Hilyelerin Hz. Peygamber'e (sav) hürmeten küçük kâğıtlara yazılarak insanların kalbinin üzerinde taşıdığı da biliniyor. Hat sanatı tarihinde şimdiki formuyla ilk hilyeyi Hattat Hafız Osman tertib etmiştir.

HİLYE ÖRNEKLERİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.