Mafsallarımızın Sadakası

Mafsallarımızın Sadakası

Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan edip, edeplendirmiştir

Sünnet-i Seniyye edeptir, hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur, bir edep bulunmasın. Zira Peygamber Efendimiz (sav): “Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan edip, edeplendirmiştir” (11.Lem’a 7.Nükte) diye buyurmuştur.

“Kim ümmetimin fesadı zamanında benim sünnetime sarılırsa ona, yüz şehid sevabı vardır” (21.Lem’a) diye buyuran Resul-i Ekrem (asv)’in Sünnet-i Seniyyesini öğrenmek ve hayatımıza tatbik etmek büyük bir bahtiyarlıktır. Onu ümmetine uyulması gereken bir örnek olarak gönderen Allah-u Teala kendi rızasını ona uymakla rabt etmiş, bağlamıştır.

Sünnet-i Seniyyenin küçüğüne büyüğüne bakmayarak hepsine uymaya çalışmak elzemdir. En küçük bir Sünnet-i Seniyyeyi en büyük bir maksat gibi telakki edip onun ittibaına çalışmalıyız.

Resul-i Ekrem (asv)’in hayatı boyunca uyguladığı ve Ashabını yapmağa teşvik ettiği amelleri öğrenmek ve yaşamak için gayretkeş olmalıyız. Bu maksatla bu ay sünnet-i Seniyyesinden Duha Namazı hakkında araştırmamızı sunuyoruz.

Duhâ kelimesi: Kuşluk vakti, gün aydınlığı manalarına gelir. Bu anlamıyla duhâ, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle geçmektedir:

“Yahut kasabaların halkı duha (kuşluk) vakti eğlenirken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende miydiler?” (Â’râf: 98)

“Musa: ‘Buluşma zamanınız sizin bayram gününüzde insanların toplandığı duha (kuşluk) vaktidir’ dedi. (Tâhâ: 59)

“Kuşluk vaktine andolsun” (Duha: 1)

Kuşluk namazının vakti, güneşin yükselmesinden başlayıp zeval vaktine kadar devam eder. Fakat en efdali, gündüzün dörtte biri geçtikten sonra kılınmasıdır.

Fıkhî ıstılahta duhâ vakti güneşin doğuşundan takriben iki saat sonra giren zamana denir. Bu zamana Türkçe’de kuşluk vakti denir. İşte bu zaman dilimine mahsus mendup olan duhâ (kuşluk) namazı vardır.

Ebu Hüreyre’den; “Dostum Rasûlullah (as) bana üç şeyi tavsiye etti; onları ölünceye kadar bırakmam: Her aydan üç gün oruç tutmak, duhâ namazı kılmak, vitir namazı kılıp da uyumak” (Tecrid-i Sarih Tercümesi)

Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki: “Ey Eba Zer! Bir kimse iki rek’at duhâ namazı kılsa gafillerden olmaz. Dört rek’at kılsa, zikredenlerden yazılır. Altı rek’at kılsa, şirk dışında ona günah ulaşmaz. On iki rek’at kılsa, Cennet’te ona bir ev yapılır.” Ebû Zer (r.a); “Ya Resûlallah! Hepsini birden mi kılmalı?” dedi. “Ayrı ayrı olsa da olur” buyurdu. (Gunye)

Hz.Aişe’den: “Resulullah (sav) kuşluk namazını her kılışında mutlaka ben de kıldım.” (Buhari, Müslim)

Abdurrahman İbnu Ebi Leyid’den: “Bize, Resulullah (sav)’ın kuşluk namazı kıldığını Ümmü Hani’den başka kimse anlatmadı. O dedi ki: “Resulullah (sav) Fetih günü, benim eve geldi, yıkandı ve sekiz rek’at namaz kıldı. Ben bundan daha hafif bir namazı hiç görmedim. Ancak rüku ve secdeleri tam yapıyordu.” (Buhari)

Ebu Zerr (ra)’den: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Her gün, sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbih bir sadakadır. Her tahmid bir sadakadır, her bir tehlil bir sadakadır, Emr’i bi’l-ma’ruf bir sadakadır. Nehy-i ani’l-münker de bir sadakadır. Bütün bunlara kişinin kuşlukta kılacağı iki rek’at namaz kâfi gelir.” (Müslim, Ebu Davud)

Büreyde’den: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “İnsanda üçyüzaltmış mafsal vardır. Her bir mafsal için bir sadakada bulunması gerekir.” (Bunu işitenler): “Buna kimin gücü yeter?” dediler. Aleyhissalütu Vesselam: “Mescidde toprağa gömeceği bir balgam, yoldan bertaraf edeceği bir engel... Bunları bulamazsa, kuşluk vakti kılacağı iki rekat namaz!” (Ebu Davud)

Ebu Zerr ve Ebu’d-Derda (r.anhuma)’dan: “Resullullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teala hazretleri dedi ki: “Ey Ademoğlu! Günün evvelinden benim için dört rek’at namaz kıl, ben de sana günün sonunu garantileyeyim.” (Tirmizi)

Ebu Hüreyre’den: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim kuşluğun bir çift (namaz)ine devam ederse, deniz köpüğü kadar çok da olsa, Allah günahlarını affeder.” (Tirmizi)

Enes’ten: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim kuşluk namazını oniki rek’at kılarsa Allah Teala Hazretleri cennette onun için altından bir köşk bina eder.” (Tirmizi)

Hz.Aişe (r.anha)’den: “Resulullah (sav) kuşluğu dört kılar, (bazan) dilediğince de artırırdı.” (Müslim)

Zeyd İbnu Erkam’dan: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kuşluk namazı, hödüğün (deve yavrusunun) ayağı kumdan yanmaya başladığı andan itibaren kılınır.” (Müslim)

Duhâ namazının fıkhî hükümlerine gelince:

Duha namazı, en azı iki, en fazla oniki rek’attır. Ancak en faziletlisi sekiz rekâttır. Duha namazını, her iki rekâtta bir selâm vererek kılmak efdalidir. (Dört Mezhebe göre Fıkıh)

Büyük muhaddis Hâkim bu konuda şöyle demiştir. “Ben hadis hafızı olan, kuvvetli ilim sahibi hadis imamlarıyla arkadaşlık ettim. Onların, bu konudaki haberlerinin sıhhatli olması sebebiyle duhâ namazını dört rekât kıldıklarını gördüm. Ben de aynı görüşteyim” demiştir. (Tahtavî, 321)

Peygamber Efendimizin “Az bile olsa, amellerin en hayırlısı devamlı olanıdır” kaidesi uyarınca hayatımız boyunca sürekli uygulabileceğimiz bir yol takip etmeliyiz. Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeye ittibaından hissesi ziyade ola...

İnzar Dergisi

diyarbakır haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler