Abdulhakim SONKAYA

Abdulhakim SONKAYA

PLATO değil ancak OVA kurtarır

Korona virüs, pik yapacak ve plato yapacak türü kavramları hepimiz duyduk.

Burada plato kavramı ile zirveye çıktıktan sonra yatay bir seyir izleyeceği kast ediliyor.

Burada “Plato” istatiksel bir deyimdir. Her şeyin bir dip bir de pik noktası vardır. Sonra yatay bir seyir izler. Oradan da ya inişe geçer ya da sonra tekrar yükselir.

Bu kavram istatistikle ilgili bir değerlendirme ifadesidir. Biz işin bu kısmına girmeyeceğiz. Ancak plato denilirken onun ova ile farkını ve bunun sonuçlarını izah etmek istedik.

Ova ile plato arasında şu farklar vardır:

Platolar rakımı yüksek düzlüklerdir.

Ovalar ise çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az ve akarsuların yüzeyde olduğu geniş düzlüklerdir.

Ovalar platolara göre düşük yükseltiye sahiptir.

Ova, toprakları biriken alüvyonlar nedeniyle çok verimli topraklardır. Çünkü mütevazıdırlar. Suların getirdiği topraklar yüksekten onlara akar. Ovalar alçak değil mütevazıdır. Bu nedenle çok verimli tarım alanlarıdır. 

Buna karşılık platolar yüksekte kaldıklarından tarım değil daha çok hayvancılık için elverişli alanlardır. Belki kuru tarım yapılabilir.

Platolar güneşin ısısını ve ışığını az görür. Bu nedenle platolarda kışlar uzun ve çok soğuktur.

Buna karşılık ova sıcaktır. Güneş ışığını bolca görür. Kışları çok kısadır.

Korona ile aslında mevcut dünya sisteminin bir plato olduğu anlaşıldı. Rakımı yüksek ama soğuk, verimsiz ve yerleşime elverişsiz…

Ovanın ismi Kur’anda, Beriye’dir. Beriye, yontulmuş-ovulmuş toprak; düz, kolay kara parçasıdır. Ve halk-topluluk anlamında zikredilir.(Beyyine 6-7) Neden? Çünkü yerleşik tarım ovalarda olur. Dünyanın ilk medeniyetlerinin tümü ovalarda vücut bulmuştur. Nankörler, ovanın-halkın en şerlisi iman edenler de ovanın en hayırlısıdırlar. (Beyyine 6-7) O nankörler eşkıyadırlar. Ne kadar yontulsalar da mütevazı, elverişli rahat bir yaşam alanı olan ovaya bir türlü uyum sağlayamazlar. Sürekli eşkıyalık yapmak ve insanlara, medeniyete tepeden bakmak için platolara çıkmak isterler. Toprağı işlemeyi düşünmezler. Onlar ovaları platolara çevirmek istiyorlar.

Korona öncesi dünya, nizam olarak aslında bir plato misaliydi.

Sadece vahşiliğin olduğu bir plato haline gelmişti.

Rakımı ve rakamları arttıkça soğudu; soğuyunca da virüsü kaptı. Şimdi vahşiler bile sıcaklıktan medet umuyor.

Dikkat edilirse dünyanın çatısı olduğunu iddia edenlerin aslında dünyanın platosu olduğu ortaya çıktı. Soğuk ve verimsiz, bağışıklıkları zayıf... Bu nedenle virüsü en çok onlar kaptı.

Koronadan evvel endeksler, grafikler hep yükselme şeklinde ifade ediliyordu. Grafikler aşağı yönlü hareket edince kriz oluyordu. Oysa belki de düşen grafikler ovaya-düzlüğe inişi ifade ediyordu.

Fakat devletler, şirketler, kurumlar grafiklerin sürekli yükselmesini istiyorlardı. Ekonomide ve siyasette ölçü, grafiklerin daima yukarı yönlü olmasıydı.

Grafikler yükseliyorsa iyi, düşüyorsa kötü… İyi de bu grafik nereye kadar yükselecekti. Şimdi ilk defa düşük grafik görme arzusu tavan yaptı. Grafiğin düşmesi hiç bu kadar hayra alamet görülmemişti.

Evet, platonun yükseltisi vardır ama soğuktur.

Platoya ancak yükselen grafiklerle ulaşılabiliyor ama bu grafikler sıcağı değil soğuğu işaret ediyor. Ve şimdi insanlar, değil ovaya platoya bile razıdır.

Ama Beyler! Haberiniz olsun ki plato sizi kurtarmaz; grafiklerin aşağı inmesi gerekir. Ancak bu şekilde ovaya, düzlüğe ve normale inersiniz.

Ancak bu şekilde;

Vahşilikten rahmete,

Soğuktan sıcağa,

Kibirden tevazua,

Hırstan kanaate gelirsiniz.

Yoksa platoda kalmaya devam edersiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.