Sevgili

Sevgili

Bütün sevgiler Sende başladı, Sen dokununca güzelleşti her şey. Sen sevince sevildi, sevilmesi gerekenler.

Sevgili!

Bütün sevgiler Sende başladı, Sen dokununca güzelleşti her şey. Sen sevince sevildi, sevilmesi gerekenler. Aşkın adı Sensin, Sende toplandı aşka dair ne varsa… Ağaçlar, kuşlar, bitkiler Senin adınla hayat bulur, cezbeye gelir ismini andığında gökteki melekler. En sert kayalardan bile pınarlar fışkırır, Senin isminin hatırına… Senin isminin hatırına Ey Resul (sav), serin bir vahaya döner kavruk çöller…

Sevgili!

Yürekler coşar adın anılınca. Canlı-cansız kâinatta her ne varsa, binler salât ve selam getirir Sana. Senin yüzün suyu hürmetinedir gökten inen yağmurlar. Sen koklayasın diye, en güzel kokusunu takınır rengârenk çiçekler. En güzel şarkılarını besteler, Sen duyasın diye bülbüller. Kokusunu Senden alır Ey Resul (sav), mis gibi kokan güller.

Sevgili!

Âşıklar Senin sevginle mecnundur. Senin sevgine ram olmuştur gönlü imanla coşanlar. Edipler hep Seni anlatır, Senin adından alır güzelliğini şiirler. Can Sensin, canan Sen! Sende hayat bulur Ey Resul (sav), sevginin idrakinde olanlar…

Sevgili!

Adını, kendi adıyla birlikte zikretti Rahman olan Yaradan. Hiçbir şey yokken Senin adın vardı. Kalem ilk Seni yazdı yaratılmışlardan. Cennet, nurunla şevke gelip ziynetlerini takındı. Senin adındı, tövbesinin kabulüne vesile olan Hz. Âdem’in.

Yedi kat sema Seni bekleyip durdu, Sana yönelik hasretler ummanları doldurdu. Senin aşkından mecnun olanlar çöllere vurdu. Her peygamber, bir sonrakine hep Seni müjdeleyip durdu. Seni görmek için Ey Resul (sav), kavrulan gönüller ab-ı hayat buldu.

Sevgili!

Seni ancak toprağa diri diri gömülen masum kızlar anlar. Seninle gülmeye başladı yetim çocuklar. İnsan olduklarını Seninle öğrendi basit bir meta gibi görülen kadınlar. Yalın ayaklı mazlumların Seninle dindi gözyaşları. Açlar, Senin elinden doydu, Senin gönül pınarından kana kana içti susuzlar. Kölelikten efendiliğe Seninle yükseldi derisi kara olanlar. Seninle zillet acısını tattı Ey Resul (sav), nefsini ilahlaştıranlar…

Sevgili!

Soğuk bir kışın ardındaki bahar güneşi gibi ısıttın insanları. Nurunun aydınlığı yırtıverdi en zifiri karanlıkları. Bir şefkat deryası gibi bürüdün ufukları. Seninle açıldı tevbe kapıları. İşitmez bir haldeyken insanlar, Senin çağrınla duydu kulakları. Görmesini Sen öğrettin, Seninle açıldı gönüllerin kapanmış yolları. Sendin Ey Resul (sav), âlemler için Rahmet pınarı…

Sevgili!

Rabbimize götüren hidayet yolunun imamı Sensin. Hidayet silsilesi Nebilerin en parlak güneşisin. Sırlarının kaynağısın o Yüceler Yücesi’nin. Toplandı Sende bütünü iman hakikatlerinin. En hayırlısı Sensin Senden öncekilerin, yine Sensin en hayırlısı Senden sonrakilerin. Resuller zincirinin imamı Sensin. Kâinata teveccühüsün Ey Resul (sav), Yüce Rabbimizin.

Sevgili!

İzzet Sende, şeref Sende, şan Sendedir. Yenilmez ordular karşısında kahreden zaferler Senindir. Baği yürekleri ta bir aylık mesafeden alabora eden korku Sendendir. Batılın zillet sebebi, Senden yayılan Haktır. Şirki zir-u zeber eder hakkın keskin kılıcı, o da Senindir. Nereye yönelsen, azametinin karşısında cebbarlar hürmetle eğilir. Sen ki Ey Resul (sav), rahmet ve kılıç Peygamberliği Senindir.

Sevgili!

Veliler Senden alır hikmet kaynağını. Âlimler Senden saçılanlarla doldurur ilim taslarını. Sensin muvahhitlerin vahdet pınarı. Hak yolunun yolcuları Senden öğrenir yollarını. Heybelerinde, takva azığı olanlar, salâvatsız anmazlar adını. Gözler, ancak Senden alır ışığını. Kalpler Senin sevginle atar, coşar gönüller duyunca adını. Senin adındır Ey Resul (sav), varlık âleminin en parlak yıldızı.

Sevgili!

Hayatına kastetmeye gelenler Sende dirildi. Nefsinin esiri olanlar yüceliğinde eridi. Muzaffer bir komutanken bile alnın secdedeydi.

Gâh ötelerin ötesinde Rabbinle buluşmadaydın, gâh sabahlara dek kulluğunun bilincinde kıyamlarda. Ne de yakışıyor büyüklük ve yücelik Sana! Büyüklük ve yücelik Ey Resul (sav), yakışmamıştı böylesine hiçbir kula…

Sevgili!

Sen ki bağlılarına canlarından daha evlasın. Sana itaat etmek, anahtarıdır İslam’ın. Sen bir şahid, bir müjdeci, hem uyarıcısın. Senin getirdiğine uymayanlar insanlığından utansın. Senin yoluna uymamak, diğer bir adıdır hiçliğin. En büyük azap onlaradır, Sana eziyette bulunanlara. Sana eziyet edenlere Ey Resul (sav), vardır en büyüğü azabın…

Sevgili!

Diller nakıs kalır, anlatamaz Seni. Kalemler acz içinde boyun büker, yazamazlar Seni. Seni konuşabilmek ne mümkün, kelimeler hani? Bir yücelik ummanında boğulmaktır, anlatmaya çalışmak Seni. Sen Resulullah (sav)’sın, Allah’ın Habibi. Ezelde sevgiliydin O’na, ebedde yine Sevgili. Yalnızca Sana verilmiştir Ey Resul (sav), iki cihanın efendiliği…

Sevgili!

Yüce Allah (cc), “Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygamber’e salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin[1] diye buyurmuş Kur’an’da. Her varlık aşk ile binler salât ediyor Sana. Şefaat vesilesidir Sana salât etmek, hem ibadettir Allah katında. Öyle ise Ey Resul (sav), binler salât ve selam Sana!

Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellem!

Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resulullah!


İnzar Dergisi

İslam ve Kur'an Haberleri

[1] Ahzab Suresi: 56

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.