Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Zekeriya Öz'ün mütalaası üzerine ağırlaştırılmış müebbete mahkûm edilen 1'i gazeteci 5 sanıklı davada Anayasa Mahkemesi yeniden yargılama kararı verildi. Kamuoyunda Dost Tarikatı Davası olarak bilinen ve emekli Binbaşı İhsan Güven ile eşinin 2004'te öldürülmesiyle ilgili olarak 7 yıl tutuklu yargılandıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 11 yıldır cezaevinde bulunan Emin Koçhan, Abdulselam Tutal ve Selim Aydın´ın Anayasa Mahkemesi´ne yaptıkları “yeniden yargılama” talebi kabul edildi. Bu karar üzerine bu dosyadan yargılanan üç kişi tahliye edildi.

AYM DOSYAYI MAHKEMEYE GERİ GÖNDERDİ
Sanıkların adil yargılanmadığına hükmeden Anayasa Mahkemesi söz konusu soruşturmada birçok eksik belirledi. Buna göre sanıkların lehine ifadeler soruşturma dosyasına konulmadı, delil diye sunulan kamera kayıtları kayboldu ve avukatları olmadan baskıyla ifadeleri alındı.

AYM, bu dosya ile ilgili verdiği kararda, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ve bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Emin Koçhan, Abdulselam Tutal ve Selim Aydın avukatları aracılığı ile dosyada yapılan hukuksuzlukların tespiti için 2013 yılında Anayasa Mahkemesi´ne bireysel başvuruda bulunmuşlardı. Zekeriya Öz'ün mütalaası üzerine ağırlaştırılmış müebbete mahkum edilen 1'i gazeteci 5 sanıklı davada yeniden yargılama kararı verildi.

MAHKEME KABUL ETTİ
Anayasa Mahkemesi´nin verdiği “yeniden yargılama” kararının ardından Abdülselam Tutal´ın avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu´nun yapmış olduğu “infazları durdurma” başvurusu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 11 yıldır cezaevinde tutulan Abdülselam Tutal, Emin Koçhan ve Selim Aydın´ın tahliyesine karar verildi. Avukat Okan Kadir Bektaşoğlu, AYM'nin vermiş olduğu bu kararın 28 Şubat davaları için emsal bir karar olduğunu söyledi.

AYM'NİN BU KARARI BENZER DOSYALAR İÇİN EMSALDİR
Dosyaya bakan Avukat Okan Kadir Bektaşoğlu, “28 Şubat sürecinde başlayan yargılamalardaki mağduriyetler kesintisiz devam ediyor. Yıllardır farklı kurumlara aynı dilekçeleri defalarca vererek bir adım atılmasını sağladık” dedi. “Bu yeniden yargılama hakkı verilen üç kişi için büyük bir adım olabilir. Ama 28 Şubat sürecinde yaşanan mağduriyetler için küçük bir adım olarak kalıyor” diyen Bektaşoğlu, “Emin Koçhan, Abdulselam Tutal ve Selim Aydın için AYM'nin verdiği bu kararın diğer benzer davalar için emsal olacağı kanaatindeyiz. Çünkü Anayasa Mahkemesi bu davada esasa ilişkin karar verdi. Bu insanların avukatı olmadan işkence altında ifadeleri alınmış. Her mahkemede bu insanlar bunu söylemesine rağmen mahkeme buna hiç itibar etmedi.

Anayasa Mahkemesi de, sadece emniyette işkence altında alınan ifadeler üzerinden bir hüküm tesis edilemeyeceğine karar vererek mahkemenin verdiği hükmü esastan bozdu.  Aynı dosyada iki kişi daha aynı durumda olmasına rağmen bırakılmadı. Onların avukatları da başvuru yaptı” diye konuştu.

Adalet bakanlığı ve devlet yetkililerinin buna benzer dosyaların sil baştan ele alınması için harekete geçmesi gerektiğini belirten Bektaşoğlu, “Dosyaların sil baştan ele alınması için de infazların durdurulması gerekiyor. Bu mağduriyetlere son verilmesi gerekiyor” dedi.

CEZAEVLERİNDE MAĞDUR EDİLEN YÜZLERCE KİŞİ VAR
Anayasa Mahkemesi'nin bu dosya ile ilgili verdiği kararın ekstra bir düzenlemenin neticesinde verilen bir karar olmadığını söyleyen Mazlumder Cezaevi Komisyonu Başkanı Av. Kaya Kartal, “Söz konusu dosyada yargılananlar ile ilgili yargılama aşamasında ciddi hukuksuzluklar yapıldı. Anayasa Mahkemesi de yargılama hakları ihlal edildi deyip yeniden yargılanmalarına hükmetti. 28 Şubat dönemi yargılamaları darbe ürünü yargılamalardır. Bu herkesin kabul ettiği bir şeydir.

Bu kadar aleni bir gerçeğe rağmen bununla ilgili yasal bir zemin oluşturulmadığı için o dönem yargılanmış ve mahkemelerin mağduru olmuş insanların mağduriyetleri hala devam ediyor. Bununla ilgili yasal bir zemin oluşturulmadıkça bu mağduriyetlerin çözülmesi zordur.  Cezaevlerinde yüzlerce kişi bu durumda” dedi.

TÜRKİYE'DE HUKUKA GÜVEN YOK
Türkiye'de hukuka güvenin kalmadığını ifade eden Kartal, “Bu ülkede hukuktan bahsediliyor. Hukuk devleti deniliyor. Ama bir insan bir yere başvururken acaba hangi hâkime denk geleceğim, bu hâkimin ya da savcının fikri ne gibi sorular soruyor. Çünkü kararlar buna göre çıkıyor. Neticede hak olan adalete göre, hangi hâkime, hangi mâhkemeye, düşerse fark etmemesi gerekiyor. Bir hukuk güvenliği olması gerekiyor” diye konuştu.

MAĞDURİYETLERİN SON BULMASI  İÇİN YASAL DÜZENLEME GEREKİYOR
28 Şubat yargılamaları ile birlikte paralel yapının ortaya çıkması ile birlikte yargıda talimatla kararlar verildiğinin ortaya çıktığını belirten Kartal, “Özelikle 28 Şubat yargılamaları iptal edilsin diye kamuoyunun gündemine geldi. Böyle tek tek hâkimlerin, mâhkemelerin insafına bırakarak değil, daha esaslı bir şekilde ve tüm dosyaları kapsayacak şekilde yasal bir zeminin oluşması gerekiyor. Bir dönemde önemli kararlar veren hâkim ve savcılar için talimat kapsamında, örgütlülük çerçevesinde kararlar verdiği iddia ediliyor.

Öbür taraftan onların talimatla verdiği kararlar neticesinde ceza alan insanlar hala cezaevinde tutuluyor. Bu çelişkiyi izah edecek bir şey yok. Bu mağduriyetlerin son bulması için yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. Bunun için de bir iradenin oluşması gerekiyor” diye konuştu.