M. Medet SOLMAZ

M. Medet SOLMAZ

Yeryüzünün Öğretmeni Olmak İçin Gökyüzünün Öğrencisi Olmak Lazım

Bismihi Teâlâ;

Öğretmenlik, belki de kulağa en hoş gelen, zihinlerde en efsuni hisler uyandıran söz dizemidir. Türkiye kamuoyunda 24 Kasım, öğretmenler günü olarak bilinir ve gündemi işgal etmiyor değil. Öğrenciler, öğretmenlerine hediye almanın katıksız heyecanını yaşar. Mağazalar, AVM'ler bu vesileyle ürünlerinde indirime gider ve böylece bir sirkülasyon yaşanır…

Neden 24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanıyor? Sanırım bunun cevabını kamuoyunun büyük kesimi bilmiyordur. Öğrencilerden tutun kamuoyunun diğer kesimlerine kadar bir anket yapıldığında, farklı farklı cevaplarla karşılaşmak zor olmasa gerek. Kimisine göre adettendir, kimisine göre bir söz ya da maddi bir hediyeyle öğretmeni onure etmektir, kimisine göre cumhuriyet kazanımlarını devam ettirmektir… Ama ezici çoğunluğun niyeti öğretmen mesleğinin kültürel saygınlığına karşı duyduğu saygıdır, hürmettir…

Asırları deviren kazanımların dili ve medeniyetimizin şifreleri olan Arap alfabesi, 1 Kasım 1928 yılında batıdan ithal edilen Latin alfabesiyle lağv edilmiştir. Millet mekteplerinin açılışı ve Atatürk'ün başöğretmen olarak kabul edildiği 24 Kasım tarihi,1981 yılından beri(24 Kasım öğretmenler günü)  kutlana gelmektedir. İşte kısaca 24 Kasım'ın mazisi budur.

Şu var ki Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, cumhuriyetin ideolojisinin aktarılması hem de modern batı formatına uygun toplumun inşası için öğretmenler önemli bir değişim aktörü olarak görülmüştür. Dolayısıyla öğretmenler hesapverirlik moduyla hep karşılaşıla gelmişlerdir. Kendilerine sunulan müfredatı harfi harfine yerine getirmekle sorumlu görülmekle beraber teftiş kurulunun denetimleriyle sistemlerin belirlemiş oldukları prosedürü yerine getirip getirmediklerine ilişkin sınanmışlardır. Tespit edilen aykırı hiçbir icraat affa bile tabi tutulmamıştır.

Bakanlık acaba öğretmenlere dönük bir anket yapsa ve eğitim çalışanlarına tek tek sorsa; öğretmen olmaktan memnun musun? Ya da bu mesleği yapmaktan mutlu musun? Yeniden meslek seçmen gerekirse öğretmenliği tercih eder miydin?.. Sizi bilmem ama ben şahsen tablonun hiç de iç açıcı olduğunu düşünmüyorum.

Tarafsız soruyorum gelinen süreç itibariyle toplumumuzun öğretmene verdiği değer yeterli midir? MEB öğretmenliğe gereken değeri veriyor mu? Kitle iletişim araçları öğretmenlik mesleğine gereken değeri veriyor mu? Ya da toplumda kendi çocuğunun öğretmen olmasını isteyenlerin oranı yüzde kaç?

Maalesef veriler, hem öğretmenler hem de toplumun beklentileri açısından karşılıklı olarak karamsar bir tabloyu göstermektedir. Karşısında önü iliklenen öğretmenler nerede? Konuşunca meclislerin sus pus dinleyici konumuna geçtiği muallimler nerde?.. Eğer bu gün öğretmenler, öğrencisi-velisi tarafından darp ediliyorsa; medyada öğretmen haberleri küçümseyici, aşağılayıcı bir şekilde servis ediliyorsa… Durumun vahametini göstermesi bakımından sadece bir iki örnek.

O halde bugünlere nasıl gelindi?

Nitelikli öğretmen ve kaliteli eğitim ile öğretmenlik mesleğinin maddi ve manevi doyumu sağlanır. Zira Mesleki statü denildiğinde, ilk akla gelen ölçüt genelde mesleğin ekonomik getirisidir. Dünyanın hemen her yerinde, mesleğin ekonomik getirisi, meslek için önemli bir saygınlık unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani, yüksek gelirli mesleklerin saygınlığı da genelde yüksek olmaktadır. Doktorluk, avukatlık, hâkimlik vb. gibi yüksek gelirli meslekler, ülkemizde ve diğer birçok ülkede saygınlık kazanmış meslek türleri değil midir?

Mesleğin saygınlığını belirleyen en önemli ölçütlerden bir diğeri, kültürel faktörlerin varlığıdır. Zira toplumumuzda öğretmenliğin “kutsal bir meslek” olduğu hemen herkes tarafından kabul edilmektedir. Yani, öğretmenlere karşı kültürel saygı hep var olmuştur. Ancak, son zamanlarda öğretmenlerde kendilerine yönelik saygının azaldığı yönünde bir kanaat oluşmuşsa burada durup ,tüm yönleriyle düşünmek gerekmiyor mu?!

İslam düşünürü Aliye Izzetbegoviç'in yazının başlığında belirttiğim sözde dediği gibi, asıl öğretmenlik mesleğinin icracısı, gökyüzünün öğrencisi olma kulluğunu gösterendir. Başka deyişle Ancak Allah'a kulluk sorumluluğunu yerine getiren muallimler, kulları mutlak anlamda eğitir.

Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.