Zalimlerin Adaleti

Zalimlerden hukuk beklemek, adalet beklemek çok anlamsız bir şey.

Birazcık adalet duygusuna sahip olsalardı zulümde ısrar etmezlerdi.

İnsani değerlerini tümüyle yitirmemiş kişilerde bazen pişmanlık belirtileri de görülür; ama kalbi tümüyle kararmış olanlar zalimlikleri ile gurur duyarlar.

Kavramlarını buna göre kurguluyor, literatürlerini buna göre oluşturuyorlar.

Haliyle hukukları da yargıları da buna göre işleyecektir.

İşte önümüzde küresel zulüm şebekesi Amerika’nın zulüm hukukuna bir örnek:

ABD ordusu, tarafından bir açıklama yapıldı.

Açıklamada Afganistan`da bu yılın başlarında bir ABD üssünde Kur`an yakılması ve şehid edilen Taliban savaşçılarının cesetlerine idrar yapılması olaylarına karışan Amerikalı askerlerin herhangi bir cezai işleme tabi tutulmadığı, sadece idari cezalara çarptırıldıkları bildirildi.

Yani göstermelik olarak bir yargılama yapılmış.

İslam dünyasında oluşan tepkilere karşılık üzüntülerini bildiren Amerikalı yöneticiler soruşturma yapılacağını söylemişti.

Sonuçta askerlerin suç işlemediğine kanaat getirilmiş ve ceza verilmemiş.

Ama durun, orada bir cezadan söz ediliyor.

Personele “İdari cezalar” verilmiş.

Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz?

Amerikan ordusu şunu demek istiyor:

Tamam, yaptığınıza diyeceğimiz bir şey yok. Hepimizin içinden böyle şeyler geçiyor. Neticede aynı rezil kültürün içinden çıkıp gelmişiz ve İslam’a düşmanız. Ama yaptığınız fiili neden görüntüleyip basına verdiniz?

Yani suç olan yapılan alçakça fiiller değil o fiillerin görüntülerinin sızdırılmasıdır.

Cesetlere yönelik yapılan alçakça davranışlar daha önceden de yapılmıştı.

Irak’ta çok daha korkunç görüntülerle karşılaşmıştı dünya.

Göstermelik cezalarla meseleyi örtmüştü Amerika.

Güç onların elindeydi ve onlar haklıydı.

Tarihi kitlesel katliamlarla dolu olan bir terör devletinden söz ediyoruz.

Hukuktan adaletten söz ederken komple bir bakışa sahip olmak gerekiyor Amerika için.

Onunla aynı yolu kullanan, aynı değerleri benimseyen Siyonist terör devleti de her şeyi kendine göre yorumlamada mahirdir.

Kendileri nükleer silaha sahiptir; ama başka ülkelerin nükleer güce ulaşmasını tehlike olarak görürler.

Uluslararası hukuku çiğnemekten geri durmazlar; ama aynı zamanda uluslararası destek isterler.

Soykırımdan dolayı hem özür hem de tazminat isterler ve fazlasıyla alırlar.

Ama zalimlikleri için özür dilemeyi kendilerine yediremezler.  

Faşist, ırkçı ve zalimdirler.

Bir askerlerini kurtarma adına yüzlerce evi tahrip eder, binlerce insanı öldürürler.

Uluslararası antlaşmalarla yasaklanmış silahları kullanırlar; ama uluslararası mahkemelerde yargılanmayı asla kabul etmezler.

Uluslararası topluma “israil yargısına güvenin” çağrısında bulunurlar.

Bazıları uğradıkları zulümlerden dolayı israil yargısına başvurur.

Filistinli bir ailenin evini yıkımdan korumaya çalışırken İsrail buldozerinin altında kalarak can veren Amerikalı barış gönüllüsü Rachel Corrie’nin ailesinin açtığı dava gibi…

Bu dava neticelendi.

Ne karar verildi biliyor musunuz?

Ya da zulüm sisteminden birazcık adalet bekliyor musunuz?

Bakar mısınız verilen karara?!

Hayfa mahkemesi, İsrail’in 16 Mart 2003’te 23 yaşında hayatını kaybeden Corrie’nin ölümünden sorumlu olmadığına hükmetti.

Buldozeri kullanan askerin bir ihmali olmadığını belirten duruşma hâkimi, olayı üzücü bir kaza olarak nitelendirdi.

Katil devlet sorumlu değil,

Katil ordu sorumlu değil,

Katil asker sorumlu değil…

İşte zalimin adaleti,

İşte zalimlerin adaleti!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.