Camilerde ders verene gücü yeten devlet

Tam beş yüz yıllık Fatih paşa camii, nam-ı diğer Kurşunlu camii, yakılıyor saatlerce yanıyor ama devlet söndürmekten ve korumaktan aciz, halk sahiplenip savunmaktan aciz, doğudan batıya âlem tepki vermekten ve öfkelenmekten aciz.

Taberani'de yer alan hadisi şerifte Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Altı şey, altı yerde gariptir. Mescid, cemaatle namaz kılmayan kavmin arasında gariptir. Mushaf, Kuran okunmayan evde gariptir. Ezberlenmiş Kuran, fasık kişinin kalbinde gariptir. Müslüman ve saliha bir kadın, zalim ve kötü huylu bir erkeğin elinde gariptir. Müslüman ve salih bir erkek, söz dinlemeyen ve kötü huylu bir kadının elinde gariptir. Âlim, kendisini dinlemeyen bir kavmin arasında gariptir.” Ve hadis-i şerifin sonunda şöyle buyruluyor:  “Allah-u Teâlâ, onları garip bırakanlara kıyamet gününde rahmet nazarıyla bakmaz.”

Yukarda sayılan altı garibin hepsine dünyanın her yerinde nice örnek saymak mümkündür de, içinde bulunduğumuz şu coğrafya, adeta en garibi benim diyor. Kocaman bir halk var, yağmurdan kaçsa doluya tutuluyor. Ayıdan kaçsa, kurda yakalanıyor. Yaşadığı bölgenin adını anmaları bile, onlara çok görülüyor. Sadece sokakları değil, zihinleri, gelecekleri ve hayalleri işgal ediliyor. Yalan bir milliyete mahkûm, sanal bir aidiyete giriftar edilirken bu defa da hakkını aradığını zannettiği yerlilerin ağına düşüyor.

Sözde âlim denilenler var ama ya korkularının ya da menfaatlerinin esiri olmuşlar. İyi, en azından şunlar, vaziyetin dışında diyorsunuz, bir de bakıyorsunuz onlar da ihtilaf köşklerinde enaniyet demliyorlar.

Geçmişten bugüne malum Marksistleri başa bela eden Ergenekoncu, Balyozcu ve bilumum derin güçleri, mahpus belasından kurtarıp baş tacı etmekle kalmıyorlar bir de üstüne her birine 1 trilyondan fazla tazminatlar ödeyerek özür diliyorlar. Öte yandan iman, Kur'an deyip başa gelenler, Kur'an dersi mahkûmlarını, israil patentli cezalarıyla zindanda bırakmaya devam ediyorlar.

Ve gariplerin garibi camiler. Sadece nasipsizler tarafından ateşe verildiklerinde imdat çığlıklarına kimse yetişmediği için değil, içlerini şenlendirecek cemaatleri olmadığı için garipler. Her dâim ilimle meşgul edilmediği için garipler. Sadece namaz vakitlerine hasredildikleri için garipler. Eh camisini garip bırakan bir ahalinin halinin böyle olması da garip karşılanmamalı.

Bir de başta Diyarbakır ve mezkûr Kurşunlu camii olmak üzere, zamanında yüzlercesinde ders verdikleri için, binlerce gence, Hizbullah deyip ceza verenlerin gücü, camileri yakanlara yetmiyor ve bugün onu bunu suçluyorlar, ne garip değil mi? Evet ayeti celile, “Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır?”(Bakara 114) derken, ne gariptir ki, bir dönem ve yer yer de şimdi, oralarda Kur'an dersi verenlere engel olan devlet idaresi ile, camiye ilişen hendek iradesi, aynı noktada buluşurken, çatışıyor.

Bugün ilahi kader, dikkatleri camiye/camilere çekmiştir. Dini devletten uzaklaştırıp, camileri kontrolünde tutarak rejimini korumayı kendine prensip edinmiş bir laik sistem için o camilerde devletin kontrolünde olmayan her ilmi faaliyet yasak iken, halk, herhalde ‘ey burayı kendisinin zanneden devlet! Gel mekânını koru' diyecektir.

Her halükârda, camiler gerçekte ne halkındır ne de devletin. Allah-u Zülcelal buyuruyor ki, “Mescidler şüphesiz Allah'ındır.” (Cin 18)

Dolayısıyla o camiler Müslümanlarındır, Allah taraftarlarınındır, canını Allah'a kurban sunan Yasinlerin'dir. O camilere gittikleri için dünya kendilerine dar edilenlerindir. O camiler, Allah'ın dini uğruna mücadele edenlerindir. O halde bu çağrı herkesedir. Ey dağdan inenler, gidin her tarafını mabedlerinizle(!) doldurduğunuz kamplarınıza direnişinize orada devam edin. Marşlarınızı minarelerde değil yamaçlarda çalın. Ve ey Kemalizm'in bekçileri siz de gidin, ne asacaksanız devletin soğuk duvarlarına asın..

Ve Allah'ın kendi mescidleri ile ilgili bir sünnetullahı vardır ki, kitabına, peygamberine ve mescidlerine ve ehline ilişeni affetmemiştir. Bunda bir gariplik de yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.