İnanmadığınız şeyi sürdürmenin imkânı yoktur

Peygamber Sevdalıları Platformu’nun 20 Nisan Pazar günü Newroz Meydanı’ndaki Kutlu Doğum Programı’na karşılık, BDP cephesi DTK’nin 19 Nisan program açılımı, pek öyle iyi niyetle tasarlanmış bir iş olmasa gerek. Daha önce de kimi yazar arkadaşlar, Kürt halkının başına bela olmuş bu zihniyetin ideolojisini ve asıl niyetini delillerle ortaya koyan yazılar yazdılar. Öcalan ve diğer zevatların beyan ve profilleriyle alakalı örnekler serdettiler.

Keşke diğer faaliyetlerinde oldukları kadar bu organizasyonda samimi olsalardı da biz bu satırlarla onları övebilseydik. Çünkü yıllardır Bölge’de asıl bu güzel organizasyonlara öncülük eden insanların gayeleri zaten meydanları, sokakları, caddeleri ve haneleri Peygamber aşkıyla doldurmak değil midir? Bugün birileri meydanı salavat ve tekbirlerle inletecekse buna niye karşı çıkılsın, niye reddedilsin ki? Ama gelin görün ki samimiyetsizlik Kafdağı kadar ortada. Böyle olunca iş bu sefer tamamen tersine dönmek suretiyle yapılacak bir güzel işin baltalanması, sabote edilmesi söz konusu oluyor. Bu bir cürümdür. Bir sonraki gün yapılacak güzel bir faaliyeti nasıl baltalayabilirimin hesabıdır.

Kutlu Doğumu Kutlayacağız yalanıyla ortaya atılan siz PKK/BDP idarecileri! Niye orada şurada asılan Kutlu Doğum Afişlerinden rahatsızsınız?! Daha yeni bugünlerde Dicle Üniversitesi Kampüsü’nde asılmak istenen afişlere engel olmaya çalışırken bu güzel faaliyette bulunan gençlere saldırmakla kalmayıp sizin bu pisliğinizi haberleştirecek muhabirlere de saldırdığınız yalan mı? Yalansa çıkın yalan deyin! Daha geçen yıl yine aynı okulda üzerinde Hz. Muhammed(s.a.v)’in mübarek adı ve salavatların yazıldığı afişleri asmak isteyen gençlere saldırarak ağır yaraladığınız da mı yalan?

Peygamber sevdalısı gençlere-insanlara, tarlaların içerisinden vekil diye tabir edilen kişilerle beraber yaptığınız saldırılar, sizin Kutlu Doğum niyetinizi çok güzel resmetmiyor mu?! Kendinizi zorlamaya ne gerek var! Çünkü sünnetullah gereği iman etmediğiniz şeyi sürdürmenizin imkânı yoktur! Gösteriş ve hak boyalı batıl çalışmalarınızın bir örneği sivil cumalardı hani. Halka ‘camiye gitmeyin beraber çadırda kılalım’ dediniz. Hani nerede?!… Devam edemezsiniz!… Devam etseydiniz iyi olurdu. Belki o namaz sizi, değiştirici kıvama gelip diğer olumsuzluklardan da alıkoymak suretiyle iyi bir mümin yapardı. Ama olmuyor. Ameller niyetlere göredir. Önce o yapacağın ibadetin niyetini getireceksin, ondan sonra pratiğine başlayacaksın ki işler yolunda gitsin. Sizin çadırdaki namazdan kastınız Müslümanları camiden soğutmaktı, daha halisane namaz kıldırmak falan değildi çünkü!

Bugüne kadar İslam Cemaati’nin sulh ve ıslah için attığı bütün adımlar ya sistem tarafından ya da Bölge’deki kimi oluşumlar tarafından ya engellenmeye çalışıldı ya da engelleme söz konusu olamayınca da ‘bu işte biz de varız’ dercesine baltalama faaliyetlerine girişildi.(Burada İslam Cemaati’nin kimi faaliyetlerini örnek alıp halisane niyetle yapılan çalışmaları istisna ediyorum.) Daha önce camiler sahipsiz ve kapalı durumdayken bir anda bütün camilerde Kur’an dersi verilmeye başlanınca, dört bir taraftan ya saldırı ya da ‘Kur’an dersini biz vereceğiz siz değil’ zorbalığıyla müdahale edildi ve bunun hala sonuçları ortada. Bu Kur’an dersini verdi diye üyelikten ceza alan insanları biliyoruz. Kur’an dersini verdikten sonra cami cemaatinin ayakkabılarını düzeltirken PKK’nin sopalarıyla hastanelik edilen Müslümanlar var bu ülkede.

Amaç sabote ve fitne olmasa kimsenin diyeceği bir şey yok! Ama niyetler kötü olunca orada iş değişiyor. Bakın Kutlu Doğum etkinlikleri daha önce yoktu. Sadece evlerde veya kimi yerlerde çok küçük programlarla Peygamber Efendimiz yâd ediliyordu. Peygamber sevdalıları bu işi meydan ve sokaklara taşıyınca bu sefer yapmak isteyenlerin sayısı arttı. Bütün iyi niyet ve halisane yapılan programların baş üstünde yeri var; yeter ki sabote maksatlı olmasın! Ama şunu herkes bir daha bilsin ki, kişinin inanmadığı işleri devam ettirmesinin imkânı yoktur. Önce inanın, sonra yapın ki, berdevam için biz de duacı olalım!

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.