Sizden Gelenler

Sizden Gelenler

Kardeşlerimize Karşı Mesuliyetimiz

Âlemlerin Rabbi Allah’ın Adıyla. O Allah ki bütün iyi vasıflar onda toplanmıştır. Zira tek sahip ve yaratıcı odur. Salat ve selam Efendimiz Hazreti Muhammed’e, pak ehli beytine, ashabına ve kıyamete kadar yolunu sürdürenleri üzerine olsun.

Değerli Okuyucu!

Sizlere bazı konulardaki sorumluluğumuzu hatırlatmak için tembel çobanın hikâyesini anlatacağım.

Bir zamanlar tembel bir çoban varmış. Köylüler bu çobanla bir anlaşma yapmıştı. Bu anlaşmaya göre köylüler her baktığı buzağı için ona yazlık dörtte bir pay vereceklerdi. Tembel Çoban bu anlaşmayı kabul etmiş ve köylülerin buzağılarını önüne katıp otlatmaya çıkarıyordu. Bilindiği üzere buzağıların âdetidir seke seke koşup eve dönerler. Çobanın vazifesi ise onların eve dönmelerini engellemek ve akşama kadar otlatmaktır. Yalnız bizim tembel çoban tembel dedik ya, tembelliğinden uzandığı yerden kalkıp buzağıları durdurmaz, her giden buzağı için, “Bunun yazlık dörtte bir gelirine ihtiyacım yoktur” deyip keyfini bozmazdı. Bu şekilde yaz gelinceye kadar yaptığına devam eder. Tabi yaz olunca bakar ki bütün buzağılar gitmiş sonuçta yazlık dörtte bir kâr da gitmiş. Sonuçta sefil bir şekilde ortalıkta kalmış.

Kardeşlerim!

İslami sorumluluğumuzdan ötürü, insanlarımız ve dostlarımıza karşı sorumluluk hissi içinde olmalıyız. Onlara değer ve kıymet vermeli, kendimizi onlar için bir hizmetçi ve çoban olarak görmeliyiz. Onları maddi manevi yetiştirmeye azami özen göstermeliyiz. Onların kötü ahlak ve hareketlerine sabretmeliyiz. Bizler de tembel çoban gibi, “Bunun yazlık dörtte bir gelirine ihtiyacım yoktur” diyemeyiz. Onların hakkında geniş kalpli ve halim olmalıyız. Şayet dostlarımıza karşı tahammülsüz ve dar nefesli, sert sözlü ve katı kalpli olursak etrafımızdan dağılırlar. Etrafımızdan dağıldılar mı, ya düşmanlarımızın etrafında toplanırlar, ya da kendileri bizzat bize düşman olurlar.

Kardeşlerimize karşı müsamahalı olmaz ve sevmez ve küçücük sebeplerden ötürü onlardan vazgeçersek, her geçen gün çabalarımızla düşmanlarımızı ziyadeleştiririz. Bu şekilde asla amacımıza ulaşamayız.

Müslüman kardeşlerimize anne baba, yumuşak başlı, merhamet ve şefkatli olmalıyız. Dinimiz de bizden bunu istemektedir. Allah Tela Peygamber Efendimiz (sav)’e Kur’an’ı Kerim de şöyle buyurmaktadır:

فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللّٰهِ لِنْتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلٖيظَ الْقَلْبِ لَانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِى الْاَمْرِ فَاِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلى اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلٖينَ

“Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.” (Ali ‘İmran 159)

Değerli Kardeşlerim!

Allah Teâlâ bu ayet ile bizlere yumuşak ahlakın Allah’tan davetçi kullarına verilmiş bir rahmet ve lütuf olduğunu belirtiyor. Yumuşak başlılık, kardeşlere duacı olmak ve müşavere ile insanlar etrafımızda kenetlenir ve bizi severler. Katılık, kaba ahlak, taş kalpli olmak, intikam peşinde koşmak ve istibdatla insanlar bizden uzaklaşır, düşman olurlar. Madem hal böyledir, bu nasihatleri dinleyelim, ta ki bin bir zahmet ve işkenceye katlanarak toparladığımız Müslüman kardeşlerimiz etrafımızdan dağılmasınlar. Unumuz öğütülmemişken, düşmanımızın ununu öğütmeyelim.

Müslüman kardeşlerimizin kıymetini bilmez, kaçmaya çalışan her kardeşimiz için bunun karı gerekmez dersek, nasıl buzağıların sahipleri çobanı işten kovarsa, İnsanların Rabbi de bizi bu ulvi vazifeden azleder, yerimize başka kullarını getirir. Bu durumda dünya ve ahiret saadeti ve şerefi her ikisi de elden gider. Etrafımızdaki insanlar sahipsiz değildirler. Onların sahibi Allah’tır. Kullarının indinde kıymeti pek ziyadedir. Buna binaen herkesten ziyade kullarının hak ve hukuklarının muhafızıdır.

Hepimiz şunu iyi kavramak zorundayız; şu anki dava kardeşlerimizin tümü bin bir emek ve eziyetle kazanılmıştır. Bundan dolayı kadir, kıymet bilmeli, can ve gönülden onlara sahip çıkmalıyız. Abilerimizin emeklerini boşa çıkarmamalıyız.

Allah Teâlâ bizleri mesuliyetini bilen ve gereğini yapan kullarından eylesin. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.