Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Konuşmama Kaldığım Yerden Devam Ediyorum!

"

Diyarbakır`ın şu muhteşem manzarasını Allah için insaflı bir şekilde doğru okumaya çalışın!


Söyleyin Allah aşkına, Türkiye’nin neresinde ve ne zaman böylesine muhteşem bir kalabalık bu şekilde bir araya gelebilmiştir?
Altı saat boyunca bir tek kişi dahi yerinden ayrılmadan orada beklemiş, gözlerinin için alev alev yanarak susmadan Allah’ın adını haykırmıştır, Rasûlüne bağlılığını haykırmıştır.


Bırakın yerinden ayrılmayı, birazcık yukarılardan bakanlar şahittir ki, program sona erdiğinde bile etkinlik alanına daha yeni gelenler vardı.


Diyarbakır sokaklarının ve caddelerinin kilitlendiğini, bundan dolayı binlerce insanın miting alanına ulaşamadığını çaresizlik içinde öğrendik.


İki milyona yakın insanın büyük bir kısmını bayanlar oluşturmuş, sim siyah çarşaflara ve tesettüre bürünmüş bayanlar!
Söyleyin Allah aşkına, Türkiye, hatta dünya böyle bir manzarayı nerede görmüştür?


Tekbir seslerinin, Kelimei Tevhidlerin ve salavatların Arş-ı âlaya yükseldiği,
Türkçe, Kürtçe ve Arapça ezgi ve ilahilerin muhteşem bir ahenkle bütün ufukları sardığı,
Her renkten Tevhid bayraklarının koskoca bir alana hakim olduğu şu muhteşem manzara bize çok şey söylüyor, çok şeyler gösteriyor öyle değil mi? Bu manzara gösteriyor ki, Rasûlullah (s.a.v) ile bu ülkede İslam yeniden doğuyor. İslam bu ülkede tarihin en büyük hamlelerinden birisini gerçekleştirmek üzeredir. Bütün dönemlerde olduğu gibi, yine aynı şekilde mazlumların, mağdurların ve ezilenlerin elinden tutarak bu hamlesini gerçekleştirmektedir.


Bütün garipleri ve mustazafları etrafında toplayarak atağa kalkmış durumdadır İslam. Ve tarihin bütün dönemlerinde, rasûllerin değişmeyen sünnetinde olduğu gibi İslam bu ülkede, bu coğrafyada da zalimlerin karşısına dikilerek, onların yakasına yapışarak söz konusu hamlesini gerçekleştirmektedir.


Onun için Kemalizm kaybetmiştir diyoruz.


Evet, Diyarbakır’ın bu muhteşem manzarası gösteriyor ki bu rejim kaybetmiştir, bu rejimin üzerine kurulu olduğu resmi ideoloji kaybetmiştir.


Öyle değil mi, kaybetmemiş midir?


Bu ülkenin yüz yıla yakın bir zamandır değişmeyen demirbaş zalimi Kemalist Rejim değil midir?


Bu ülkede yüz yıldan bu yana yapılan bütün imha ve katliamlar Kemalist ideoloji tarafından ve bu ideoloji adına yapılmadı mı?


Bu ülkede yapılan bütün darbeler Kemalizm adına yapılmadı mı, Kemalizm’den uzaklaşıldığı bahanesiyle, Kemalizm elden gidiyor diye yapılmadı mı?


Bütün bu darbelerle birlikte mağdur edilen kitleler Kemalizm adına mağdur edilmedi mi?


Yıllar yılı bu ülkede Kürtçe konuşturulmaması kimin adına yapılıyordu söyler misiniz?


Kemalizm adına yapılmıyor muydu? Kemalizm adına Türk ırkından başka bütün ırklar inkâr edilmiyor muydu?


Fakat her şeye rağmen bugün birileri kalkıyor, utanmadan Kemalizm’i emperyalizmin karşısında gösteriyor, Kemalizm’i Amerikan ve Avrupa emperyalizminin karşısına dikilen yiğit olarak sunuyor insanımıza. Bu arada yeryüzündeki ve bu ülkedeki İslami faaliyetlerin ve uyanışların tamamını Amerika ve Avrupa emperyalizminin oyunu olarak sunuyor.


Allah aşkına bir defacık aynaya bakar mısınız? Kimler daha çok Amerika’ya benziyor, İngiltere’ye, Fransa’ya ve İtalya’ya benziyor?


Kime yutturuyorsunuz, kimi kandırıyorsunuz?


Kemalizm değil midir İngilizler gibi, Fransızlar gibi, İtalyanlar gibi giyinmiyorsunuz diye bir milleti imha etmeye kalkışan?


İngilizler gibi, Fransızlar gibi, yani bu ülkeyi işgal eden Avrupalılar gibi düşünmüyorsunuz, onlar gibi yaşamıyorsunuz, onların hayat tarzını benimsemiyorsunuz diye katliamlar yapmadı mı Kemalizm?


Daha açık bir şekilde söyleyelim; Kemalizm bu millete Emperyalizmin, özellikle o günün önde gelen emperyalisti olan İngilizlerin bir dayatması değil de nedir?


Bize inanmayanlara Fikret Başkaya’nın Paradigmanın İflası kitabını bir daha okumalarını tavsiye ederim.


“Kemalizm kaybetmiştir, Şeyh Said-i Pavlevi kazanmıştır!” diye Diyarbakır mitinginde söylediklerimin internet dünyasındaki yankılarına baktığınızda göreceksiniz ki Kemalistler hiç değişmemiştir. “Nerede İstiklal Mahkemeleri, nerede dar ağaçları…?”

şeklindeki çırpınıp duruyorlar ve böylece geçmişteki katliamlarını da itiraf ediyorlar, kabulleniyorlar.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.