Hukukçular: Süresiz nafakaların süreliye çevrilmesi toplum hayatı için gerekli

Hukukçular: Süresiz nafakaların süreliye çevrilmesi toplum hayatı için gerekli

Avukat Ömer Musab Sütşurup, süresiz nafakaların, nafaka ödemekle yükümlü kişilerde bir kambur oluşturduğunu hem ekonomik anlamda hem manevi anlamda insanların zorluklarla karşılaşmasına sebep olduğunu dile getirdi.

Avukat Ömer Musab Sütşurup, süresiz nafakalara ilişkin öneri ve değerlendirmelerde bulundu.

Günümüzde boşanma davaları akabinde ortaya çıkabilecek sorunlardan bir tanesinin de nafaka problemi olduğunu ifade eden Sütşurup, afakaların süresiz hale getirilmesinin problemleri daha da arttırdığına dikkat çekti.

Boşanan kadının yeniden evlenmediği sürece bu nafakadan yararlandığını hatırlatan Sütşurup, aynı şekilde çoçukların da 18 yaşına kadar nafakadan faylandığını belirtti.

Nafakanın ödenememesi halinde boşanan erkeğin icralık olduğunu söyleyen Sütşurup, "Esnaf kardeşlerimiz iş yeri hacziyle, aracı olan kardeşlerimiz araç hacziyle, taşınmazı olan kardeşlerimiz taşınmaz hacziyle karşılaşmaktadır ve ödenmemesi durumunda ceza olarak hapis cezasıyla da yükümlü tutulabilmektedir." dedi.

"Süresiz bir şekilde nafaka yükümlülüğü altında insanların ezilmemesi gerekmektedir"

Sütşurup," Örneğin asgari ücret almış olan biri aylık 700, 800, 1000 TL’ye kadar olan nafakalar ödemekte ve olaki kirada otursa bile bu almış olduğu asgari ücretlerle tekrardan bir yuva kuramamaktadır. Bu durumda ise kendisinin tekrardan evlenememesi, toplumumuzun aile yapısını bozmaktadır. Bu sebeple bu nafakaların süreliye çevrilmesi gerekmektedir. Örneğin beş yıl evli kalmış bir insanın, beş yıl boyunca nafaka ödeme yükümlülüğü olabilir, ama bir kambur gibi ömrü boyunca o nafaka yükümlülüğü altında olması hem ekonomik anlamda hem manevi anlamda insanların zorluklarla karşılaşmasına sebep olmaktadır. Örneğin bir esnaf kardeşimiz boşanmış ama aylık 1000, 1500 TL nafaka ödeme yükümlülüğü var. Ödemediği günün ertesinde iş yeri hacziyle karşılaşmakta veyahut şikâyet edilmesi halinde tazyik hapsiyle karşı karşıya gelmektedir. Bu sürelerin belirlenmesi, süresiz bir şekilde nafaka yükümlülüğü altında insanların ezilmemesi gerekmektedir. Ne nafaka yükümlüsü mağdur olacak ne de nafaka alacaklısı mağdur olacak, her iki tarafın da zarar görmemesi gerekmektedir. Günümüzde pratiğe dökmüş olursak şöyle problemlerle karşılaşıyoruz, nafaka alacaklısı bilerek evlenmeyebiliyor veya nafakası kesilecek diye evlilik dışı bir ilişki yaşayabiliyor. Bu da toplumun aile yapısını bozuyor." ifadelerine yer verdi.

"Nafaka yükümlülüğü genel anlamda yeniden yuva kurulmasına engel bir durum"

Boşanma davasından sonra insanların hayatlarını idame ettirebilmesinin gerekliliği olan ekonomik özgürlüğünün, boşanma davasından sonra süresiz bir şekilde nafaka yükümlülüğü ile engellendiğini aktaran Sütşurup, "Nafaka yükümlülüğü ihlali sonrasında, icrayı takip başlatılmakta, evimiz, arabamız, banka mevduatlarımız, haciz altında ödememe durumunda haciz işlemleri ile karşılanmaktadır ve ödememe durumunda şikâyet halinde cezai sorumluluklarımız da doğmaktadır. Bu sebeple süresiz nafaka, bir nafaka yükümlüsü nezdinde kambur bir hale gelmektedir ve nafaka yükümlüsü ilerleyen tarihlerde nafaka yükümlülüğü altında hem hayatını ekonomik anlamda idare ettirebilme zorluğuyla karşılaşmakta ve boşandıktan sonra yeniden yuva kurabilmesi için gerekli ekonomik özgürlüğü elinden kaybetmektedir. Bu sebeple nafaka yükümlülüğü genel anlamda yeniden yuva kurulmasına engel bir durum olduğu için süresiz nafakaların, süreli bir şekilde verilmesi toplum hayatımız için, aile hayatımız için gerekliliktir." diye belirtti

"Nafaka süreleri belli yıllarla sınırlandırılmalı"

Nafaka yükümlüsü olan insanların ekonomik durumlarından dolayı tekrardan evlenememesi ülkenin, aile hayatının ve toplum yapısını da bozduğunu ifade eden Sütşurup, "Bu sebeple nafakaların süreli bir şekilde belli yıllarla sınırlandırılması, maddi, manevi, toplumsal olarak gerekliliktir. Bu süreli nafaka olayında, özellikle sivil toplum kuruşlarının, derneklerin ve özellikle hükümetin bir araya gelip bu konu hakkında bir uzlaşı içinde bir karara varılmalıdır. Bu nafaka sürelerinin belli yıllarla sınırlandırılması, örneğin 10 yıllık sürmüş bir evliliğin nafaka süresinin 10 yılla sınırlandırılması, bir yıllık evliliğin nafaka süresinin bir yılla sınırlandırılması gerekmektedir. Örnek verecek olursak, bir günlük resmi olarak evli kalmış kişi boşandıktan sonra yıllarca nafaka ödemekte. Bazı şahıslar ise bu nafakaları ödememek için sigortasız bir şekilde çalışmakta ve 30 yıl, 40 yıllık çalışma hayatı boyunca bir gün bile sigorta yatırılmamaktadır. Süresiz nafaka çalışma hayatımızın da önüne geçmekte. Bu sebeple bu nafakaların süreli olması büyük önem arz etmekte. Süresiz nafaka, çalışma hayatımız, aile hayatımız, toplum yapımız üzerinde mutlaka olumsuz etki barındıran bir unsurdur ve bu durumun düzeltilmesi gerekmektedir." diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.